Boyun Ağrıları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Boyun Ağrıları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Boyun Fıtığı Fizik Tedavi - Konya

Boyun fıtığı veya diğer nedenlerden oluşabilecek ağrıları fizik tedavi yöntemleri ile sonlandırmak mümkün. Neredeyse ameliyat seviyesine gelmiş bir hastanın bile özel fizik tedavi yöntemleri ile sağlığına kavuşması mümkün. İyi bir tanı konulmuş hastanın mr veya tomografi görüntüleme yöntemlerinin raporlarına göre yapılan tedavi ile boyun ağrıları %90 lara varan iyileşme süreci yaşadığı görülmüştür.

Boyunda kireçlenmeler, boyun fıtığı, romatizmal hastalıklar, kas zorlanmaları gibi durumlarda boyundaki kas spazmını çözmek, ağrıları azaltmak, boyun bölgesinin, hareket açıklığını arttırmak için kullanılan çeşitli fizik tedavi rehabilitasyon ve egzersiz yöntemleri bulunmaktadır. Muayeneden sonra hastalığın teşhisi konan ve fizik tedavi seanslarına alınması kararlaştırılan hastalar ortalama 2 veya 3 haftalık programa alınırlar. Bu seanslar süresince her gün tedaviye gelen hastaların ağrılı bölgelerine ağrı kesici elektrikli akımlar, vakumlu tedaviler, derin dokulara etki eden ultrason gibi tedaviler, sıcak uygulamalar, traksiyonlar, egzersizler uygulanır. Bu uygulamalar 1 saat kadar sürer, hastaya evde kendisinin de yapmasını uygun gördüğümüz egzersizler de tarif edilir. Seans süresince ve seansların sonunda hasta tekrar tekrar değerlendirilir.

Boyun ve Boyun fıtığı:

Kafa tabanından itibaren 7 adet omur kemiğinden oluşur. Her omur cisminin ortasında, beynin devamı olan omurilik bulunur. Vücudun çeşitli yerlerinden beyine dönen duyular veya beyinden vücuda dağılan emirler omurilik içinde seyreder. Boyun bölgesinde her omur cismi hizasından çıkan sinirlerde kola ve sırta yayılarak, bu bölgelerin duyu ve hareketini sağlar.

Omurgalar arası yastıkçık dediğimiz disk dokusunun dış kısmı (anulus fibrosus) ve iç kısmı (nucleus pulposus ) bulunur. Jelatin kıvamındaki iç kısmın, daha kuvvetli bir bağ dokusundan oluşan dış kısmı yırtarak omurilik ve sinirlere bası yapması sonucu boyun fıtığı ortaya çıkar. Burada dikkat edilmesi gereken ve bel fıtığından başlıca fark, sadece sinirlere değil omuriliğin kendisinede baskı olması sonucu vücudun tamamında kısmi veya tam kuvvetsizlik oluşmasıdır. Omurilik ilk bel omuru hizasında sonlandığından ve alt bel omurları içinde sadece ayağa giden sinirler bulunur.

Başın hareketi ile ağrının artması ve ağrının lokalizasyonunun boyunda veya omurga çevresinde olması bize boyun bölgesi ile ilgili patolojileri düşündürür. Boyun fıtığı, bu bölgenin en sık rastlanan patolojilerinden biridir.

Boyun fıtığı olan hastanın şikâyetleri şiddetli ağrı, kola yayılan ağrı, baş ağrısı, boyunda tutukluk, his kusuru, dengesizlik, beceri azalması, uyuşma, karıncalanma, kulak çınlaması, baş dönmesi veya kuvvetsizlik olabilir.

En sık rastlanan belirti AĞRI’ dır. Sıkışan sinirin uyardığı alanda hissedilir. Boyun hareketleri özellikle başın arkaya doğru hareketi ağrıyı arttırabilir. Ağrıkesicilere cevap verebilir veya dirençli olabilir. Ani başlayan boyun fıtıklarında ağrı da şiddetlidir. Bunun dışındakilerde sinsi başlar ve zaman içinde artış gösterir.

Boyun fıtığı ile karışabilen diğer durumlar arasında Multipl skleroz (MS), Omurga darlığı, tümörler, B12 vitamin azlığı, Spinal enfeksiyonlar, Kalp ile ilgili sebebler sayılabilir.

Boyun fıtığı için riskli meslek grupları ve arttıran nedenlere bakacak olursak;

-Trafik kazaları, travmalar, ani frenler, manevralar ve çarpmalar
-Günlük hayatın gerilimleri,
-Boyunun yanlış hareketleri ve yanlış pozisyonları,
-Duygusal gerginlikler, boyun kaslarında zayıflık,
-Yaşlanmaya bağlı kemik yapısındaki dejeneratif değişiklikler, kireçlenmeler
-Sık görülen bazı iltihaplı romatizmal hastalıklar (Ankilozan Spondilit, Romatoid artrit)
-Fibromiyalji
-Yanlış duruş ve pozisyon bozukluğu, stres, soğuğa maruz kalmak, yorgunluk
-Uzun süreli bilgisayar - daktilo kullananlar, Ev işleri, Sekreterlik, Öğretmenlik, şoförlük gibi boynu çok etkileyen bir meslek sayılabilir.

Tüm bunların sonucunda omur, disk, eklem ve bağ dokusunda yıpranmaya sebep olur.

Hastanın şikâyetlerinin dinlenmesi ve dikkatli bir nörolojik muayene tanıda en önemli unsurdur. Boyun fıtığı tanısı için Direkt Boyun röntgeni, Manyetik Rezonans(MR) ve Bilgisayrlı Tomografi(BT) yanında gerekirse EMG-Sinir testi yapılır. MR halk arasında EMAR olarak bilinir ve Boyun fıtığı için çok hassas ve bugün için seçkin yöntemdir. %85-90 oranında boyun fıtığı için doğru sonuç verir. Çoğu zaman boyun fıtığı tanısı için tek başına yeterlidir. Yumuşak dokuları ve siniri gösterir.

Bu gün dünyada bel ve boyun fıtığı tedavisinde birden fazla tedavi yöntemi mevcuttur. Buda hastalar ve hatta hekimler arasında bile zaman zaman problemlere yol açmaktadır.

Boyun fıtıklarının % 90-95’i cerrahi tedavi gerektirmeden iyileşir.

Tedavi seçeneklerine göz atmak gerekirse;

  • -Manuplatif (elle) Fizik tedavi, Manuel terapi yöntemleri,
  • -Ortopedik yatak istirahati + ilaç tedavisi (ağrı kesici, kas gevşetici, inflamasyon giderici )
  • -İlaç tedavisinin yanı sıra öncelikle istirahat, daha sonra fizik tedavi, Traksiyon yöntemleri, yetmediği durumda ise son zamanlarda gelişen tekniklerle bölgeye iğne (epidural steroid enjeksiyonu) veya kateter (epidural lizis) adı verilen ince sondalarla girilerek ilaç verilmesi yöntemleri uygulanabilir.

Çok az bir kısım hastada cerrahi tedavi gerekir. Boyun Fıtıklarında Ameliyat gerektiren durumlar;

Ameliyat gerektiren durumlar arasında boyun ve kollarda şiddetli ağrı ön planda olmakla beraber, ağrı ortadan kalkması omuriliğin tehdidinin ortadan kalkması anlamına gelmez. Bu yüzden kollarda uyuşma, kuvvetsizlik ve hareket kısıtlılığı yanında tüm vücudun dengesizliği, yan yan yürüme, sendeleme ve asker yürüyüşü diye tabir edilen rap rap yürüme boyun fıtığının oldukça ilerlemiş olduğunu gösterir.

Tedaviye rağmen şikayeti geçmeyen hastalar ve tedavi sırasında nörolojik durumunda kötüleşme görülenler cerrahi tedaviye adaydır. Cerrahi tedavide siniri rahatlatmak esastır. Günümüzde standart yöntem anterior (önden yaklaşımla) mikrodiskektomidir. Ameliyat genel anestezi altında yapılmaktadır. Hasta ameliyattan sonra 1 gün içinde taburcu edilmektedir. Mikroskop altında fıtıklaşmış disk materyalinin 20 kata kadar büyütülerek omurilik ve sinirlerin rahatlatıldığı bu ameliyat bugün hemen hemen bütün hastanelerde başarıyla uygulanmaktadır.

Boyun fıtıklı hastalarda ameliyat sonrası gelişebilecek omur kemiklerinin arası daralma veya açılanmanın önüne geçmek için protez veya kafeslerle füzyon yapılır.

İyi seçilmiş olgularda özellikle dirençli ağrıları olan hastalarda mikrocerrahi teknik ile mikrodiskektomi çok başarılıdır. Başarı oranı %97–98 oranındadır.


Boyun fıtığından korunmak için; Duruş ve pozisyon düzeltmek, boynu büken, eğen, kaldıran sistemlerden ziyade boynun dik, düzgün kullanma, sistemli şekilde masayı, çalışma koşullarını düzenlemek, Bilgisayar kullanımında, masanın, bilgisayar ekranının, klavyenin ve çalışma, duruş şeklinin mutlaka düzeltilmesi gerekmektedir. Ağrı kesiciyle boyun ağrısını tedavi etmek, hiçbir mekanik ağrıyı tedavi etmek mümkün değildir.Güçlendirme egzersizleri ve Aerobik ile boyun ağrısının tedavisinde ve korunmada çok önemlidir. Boyun eğriliğinin düzeltilmesinde yardımcı olur.

Tanısı iyi konulmuş ve iyi bir değerlendirme yapılmış hastanın fizik tedavi yöntemleri ile tedavisi mümkündür.

Daha detaylı bilgiler için:
Boyun Fıtığı ve Tedavisi
Bizimle iletişme geçerek bilgi alabilirsiniz. 

Anatomik yapıları;

İntervertebral Diskin Yapısı
Disk annulus fibrozus adı verilen dış çember ve nukleus pulpozus denilen yumuşak jel kıvamlı merkezi kısımdan oluşur.
Disklerin omurgada en kalın olduğu bölge lumbal bölgedir, burada her biri yaklaşık 10 mm derinliğindedir.
Disklerin kama şekilli olmaları omurganın fizyolojik eğriliklerini ortaya çıkarmaktadır.
Resim
Annulus Fibrozus
Nucleusu bir zarf gibi sarar ve yerinde tutar. Diskin bir miktar dışarı doğru hareketliliğine (fıtıklaşmasına) izin verecek derecede elastiktir. Bu durum kuvvetlerin bir omurdan diğerine dağıtılmasına yardımcı olur.
Birbirini çaprazlayan kollejen lifler veya tabakalardan meydana gelir. Diskin değişik yönlerden gelen aşırı döndürücü kuvvetlere direnebilmesini sağlar.Dış kısmı sinir sonlanmalarını içerir. Lumbal bölgede anterior ve posterior kısımda aynı değildir. Önde omurların kenar kısımlarına uzanan 20 kadar kalın lamel, posteriorda ise sayıca daha az, ince ve tam kaynaşmamış lameller.

Nükleus Pulpozus
Su içeriği çok fazladır. Şişkin bir yapısı vardır, disk kesiye uğradığında sonuç nükleusun hemen fıtıklaşmasıdır. Diskin içindeki bu basınç omurları birbirinden uzaklaştırır tarzda hareket yapar. Çevre bağları gerilim stresi altında tutar.Stabilite kuvvetlenir.

Disk Patolojisi
Resim
Disk bulging(bombeleşme): Disk materyalinin normal sınırlarının ilerisinde bombeleşmesidir. Anulus fibrozus normaldir. Spinal stenoz oluşmadıkça veya nöral dokular etkilenmedikçe semptom vermez.
Disk protrüzyonu: Zayıflamış ve yırtılmış anulus fibrozusun içinde disk materyalinin arkaya doğru yer değiştirmesidir. PLL sağlamdır
Ekstrüde disk: Anulus fibrozusun tamamen yırtılması sonucu disk materyalinin yer değiştirmesidir. PLL yırtılmıştır
Sekestre disk: Yer değiştiren disk materyali serbest fragman şeklinde diskten tamamen ayrılmıştır.

Omurga,omur denilen birbirine bağlı kemikler serisinden oluşur. Omurlar birbirine,bir disk ve ‘’faset’’ eklemleri denilen iki küçük eklemle bağlıdır. Bir omuru diğerine bağlayan sağlam bağlantılı dokulardan oluşan disk, vertebraların arasındaki bir yastık ya da amortisör gibi görev yapar. Disk ve faset eklemleri,hareketlerinize,eğilmenize,boynunuzu ve sırtınızı döndürebilmenize olanak sağlar.

Disk,’’anulus fıbrosus’’ adı verilen sert dış tabakada zedelenme ve ‘’nükleus pulposus’’ adı verilen jel kıvamında merkez yapıdan oluşur.Yaşlanmayla beraber diskin merkez yapısı su içeriğini kaybetmeye başlayabilir ve diskin fonksiyonlarında bozulmaya yol açabilir.Disk merkez tabakasında bozulmalar olabileceği gibi, dış tabakada da zedelenme ve yırtılmalar meydana gelebilir. Bu durumda, diskin merkez yapısı dış tabakadaki yırtıktan, sinirler ve omuriliğin geçtiği kanala doğru taşmasına neden olabilir.

Bu duruma disk hernisi (fıtık) adı verilir. Bu olay boyunda meydana geldiği zaman servikal disk hernisi (boyun fıtığı) adı verilir. Servikal disk hernisi sinirlere baskı yapabilir ve kollara doğru yansıyan ağrıya, sızlamaya, his kaybına veya kuvvet kaybına yol açabilir. Nadiren servikal disk hernisi omurilik üzerinde baskıya neden olabilir ve bu durumda bacaklarda problemlere neden olabilir.

En Sık Görüldüğü Seviyeler
C5, C6
C6, C7

İntervertebral disk prolapsı tekrarlayıcı yüklenmeler, biyokimyasal ve dejeneratif değişikliklerin kombine bir sonucudur.
Tekrarlayıcı fleksiyon ekstansiyon hareketleri annulusta çatlaklara yol açar. Bu çatlak normal olarak sınırlandırılan ve korunan nükleusa bir kaçış yolu oluşturur. Küçük annuler yırtıklar, üzerinden aylar geçtikçe büyür ve prolapsuslar gelişebilir. Diskin ani prolapsusu da mümkündür.

Nükleusun Anormal Hareketliliği
Nükleus son plaktan vertebra cismine doğru yukarı hareket edebilir. Schmorl’s nodülü olarak da bilinir. Genç yetişkinlerde tekrarlama eğilimi gösterir. Sıklıkla geç dejeneratif değişiklikler oluşana kadar semptom vermez. Nükleus merkezi arkaya doğru hareket edebilir. Annulusun posterolateral kısmının fazla basınca açık olması nedeniyle nucleus posterolaterale doğru hareket edebilir.

Diskteki Basınçlarİntervertebral diskler gün boyu kompresyon stresleri altında su içeriğini dışarıya atma ve yüklenme ortadan kalktığında tekrar suyu nükleusa geri alma eğilimi gösterirler. 

Boyun egzersizleri

Boynumuz da ağrılardan yakınıyorsak ve bu ağrılar hiç geçmiyorsa kesinlikle bir nedeni vardır. Eğer masa başında çok oturuyorsak ve kitap okuma veya yazma işlemleri günlük yaşamımızda ciddi yer kapsıyorsa boyun ağrısı hiçte anormal değildir.
Boyun fıtığı olanlar zaten egzersizleri önceden yapmadığı için ve gerekli önlemleri almadan hayatına devam ettikleri için ortaya çıkmakta.
Fakat biz önlemi egzersiz yaparak alabiliriz. Hem var olan ağrılardan kurtuluruz hemde ilerde boyun fıtığı olma riskinden kurtulmuş oluruz.
Egzersiz yapmadan her zaman öncelikle ısınma egzersizleri yapalım, Artık bunu önceki yazılarımızdan bilmekteyiz. Normal 30 dkk yürüyüş iyi bir ısınma egzersizidir.
Önemli Not: Eğer kalp ve kalp yetmezliği diabet kolestrol vb hastalıklarımız varsa egzersizleri yapmadan bir uzmanla görüşmenizi tavsiye ediyorum. Fizyoterapistler olarak bu işin eğitimini almış ve profesyonel bir şekilde icra etmekteyiz.

Boyun ile birlikte sırt kaslarınızda önemlidir.
Resim

Boyun Egzersizleri
Resim
Resim sayfaya sığması için yeniden boyutlandırıldı. Büyütmek için tıklayın.

İzometrik Egzersizler
(Dik olarak otururken veya ayakta yapılır)

-Fleksiyona direnç: Eller alna koyulur, baş öne doğru itilmeye çalışılırken ellerle engel olunmaya çalışılır, 10' a kadar sayılır ve bırakılır. 3 defa tekrarlanır.

-Ekstansiyona direnç:Eller başın arkasına (enseye değil) koyulur ve baş arkaya doğru itilmeye çalışılırken ellerle engel olunmaya çalışılır. 10' a kadar sayılır ve bırakılır. 3 defa tekrarlanır.

-Yana eğilmeye direnç: Sağ el yüzün sağ tarafına koyulur ve baş sağa doğru itilmeye çalışılırken sağ elle engel olunmaya çalışılır, 10' a kadar sayılır ve bırakılır. 3 defa tekrarlanır. Aynı hareket sol elle sola doğru tekrarlanır.

- Döndürmeye direnç:Sağ el başın sağ arka kısmına, sol el sol şakağa koyulur. Sağ omuzun üzerinden bakmaya gayret eder gibi elin direncine karşı baş sağa dönmeye zorlanır. Bu durumda 10'a kadar sayılır. Hareket el değiştirerek aksi yönde tekrarlanır.


İzotonik Egzersizler

-Başınızı yavaşça sağa döndürün ve üç saniye böyle durun. Başınızı öne döndürün. Dinlenin. Aynı hareketi aksi yöne yapın. Dinlenin. Hepsini 5 defa tekrarlayın.

-Aşırı zorlanmaya sebep olmadan, başınızı çeneniz göğsünüze değecek kadar öne eğmeye çalışın. Dinlenin. Başınızı yavaşça arkaya bükün. Dinlenin. 5 defa tekrarlayın

-Başınızı yavaşça kulağınız omuzunuza değecek kadar sağa eğmeye çalışın. Dinlenin. Yavaşça doğrultun. Aksi yöne tekrarlayın. Dinlenin. Hepsini 5 defa tekrarlayın.

-Başınızı saat yönünde mümkün olduğu kadar geniş ve tam bir çember çizecek şekilde (yukarı, sola, aşağı, sağa) döndürün. Aynı hareketi saatin aksi yönüne yapın. Dinlenin. Hepsini 3 defa tekrarlayın.

Fibromiyalji ve Miyofasyal Ağrı Sendromları

ResimFibromiyalji Sendromuve Miyofasyal Ağrı Sendromu Kas romatizması nedir, Kas romatizmasının yol açtığı etkiler ve Fibromiyalji Sendromu Miyofasyal Ağrı Sendromu bilgileri.
Kas romatizmaları, yumuşak doku romatizmaları içinde yer alan eklem dışı romatizmalardır.Kronik ağrısı olan hastaların yaklaşık yarısında Miyofasyal Ağrı Sendromu bulunmuştur. Tüm hastalar içinde Fibromiyalji bulunma sıklığı ise %5 kadardır.
Fibromiyalji Sendromu
Toplumda ismi daha çok duyulmuş olmasına rağmen, miyofasyal ağrı sendromuna göre çok daha seyrek görülen bir hastalıktır. Kadınlarda erkeklere göre yaklaşık 10 kat daha fazla görülen Fibromyalji Sendromu, özellikle 38-58 yaşları arasında ortaya çıkar, her 5 kişiden dördünde uyku bozukluğu bulunur. Vücutta, muayene ile belirlenebilen belli hassas noktalar bulunur. Hastaların yarısında hastalığı doğuran sebep bulunamaz. Diğerlerinde fiziksel travmalar, enfeksiyonlar ve duygusal-psikolojik faktörler, hastalığın başlamasından sorumlu tutulmuştur.

Şikayetler
yorgunluk,
uyku bozukluğu ve düzensizliği,
sabah sertliği,
fiziksel efor sonrası yaygın ağrı, bıkkınlık,
keyifsizlik,
baş ağrıları,
barsak problemleri,
vücutta yaygın hassasiyet sayılabilir.
Tanı:Esas olarak ayrıntılı ve kapsamlı bir muayene ile konur. Bazen diğer karışabilecek hastalıklardan ayırabilmek için laboratuar ve görüntüleme yöntemlerine de başvurulabilir.
Tedavi:Ancak çok yönlü bir program ile mümkündür. Bazen birden fazla branşın birlikte tedavi ve kontrolünü gerektirir. Tedavide ilaçlar, bazı özel hazırlanmış egzersiz programları, fizik tedavi programları, hasta eğitimi, yaşam tarzı ve davranış değerlendirmeleri gibi çok yönlü programlar planlanır ve uygulanır. Hastalığın kronikleşme eğilimi var. Tedavisi geciktikçe ve hastalık süresi uzadıkça, kronikleşme eğilimi artar.
Miyofasyal Ağrı Sendromu
Bu hastalık, Fibromyalji Sendromuna göre çok daha sık görülür (kemik-kas-eklem veya bel-sırt-boyun ağrısı ile başvuran hastaların en az yarısında), fakat çok daha az bilinir. Genellikle başka hastalıklarla karıştırılır ve sıklıkla gözden kaçar.
Hemen hemen her yaşta ortaya çıkabilir. Kaslarda, bir veya daha fazla kas grubunda ağrı, batma, spazm, uyuşma, karıncalanma, çekilme, sıkışma tarzında şikayetler ile kendini gösteren ağrılı fibrozitlerin bulunduğu bir hastalıktır.
Bu şikayetlere, özellikle sırt ve boyun bölgesinde olanlara, terleme ve üşüme de eklenebilir. Bacaklarda da üşüme sıktır. En sık boyun, bel, sırt, kalça, omuz, kollar ve bacaklarda görülür.
Boyun ve bel fıtığı ile, siyatik ağrısı ile sıklıkla karıştırılır. Aslında vücutta nerede kas dokusu varsa, orada hastalığın görülme ihtimali vardır (yüzde, kafada-saçlı deride bile görülebilmektedir).
Ağrılar bazen o kadar şiddetlidir ki, hastanın muayenesi bile çok güç olur. Hasta acile başvurur ve şiddetli ağrı sebebi ile güçlü ağrı kesici (morfin benzeri) ilaç enjeksiyonu yapılır; hasta kısa bir süre rahatlar. Ağrılar sonra geri gelir.
Resim
Miyofasyal Ağrı Sendromunda En Sık Şikayet İfadeleri Şunlardır:
Her yerim ağırıyor.
Sırtımdan koluma yayılan bir ağrı var, bazen uyuşma da oluyor.
Nefes alırken göğsümde bir batma oluyor, ama kardiyolog bir kalp hastalığı bulamadı.
Kolumda ve/veya bacağımda sebebi bulunamayan bir uyuşma var; soğuk ve yorgunlukla artıyor.
Sırtımda uykuma engel olan ağrılar oluyor. İlaçlarla geçmiyor.
Kendimi sürekli çok yorgun ve halsiz hissediyorum, kollarım çabuk yoruluyor.
Hiçbir tedavi ağrılarımı geçirmiyor.
Acaba bende fibromyalji mi var?
Miyofasyal ağrı sendromunda Tanı:
Fibromyalji Sendromunda olduğu gibi, esas olarak ayrıntılı ve kapsamlı bir muayene ile konur. Bazen hastalığa eşlik eden veya tetikleyen ek problemleri ortaya koymak için laboratuar ve görüntüleme yöntemlerine de başvurulabilir.
Miyofasyal ağrı sendromunda tedavi:
Tedavisi mümkün olan bir hastalıktır ve sonuçları yüz güldürücüdür. En etkili tedavi yöntemi, kuru iğne tedavisidir. Herhangi bir ilaç kullanılmadan yapılan bir tedavi olduğu için, herhangi bir yan etkisi yoktur. Ancak uygulama prosedürü deneyim, özen ve sabır gerektirir. Tedavi, hastalığı oluşturan veya katkıda bulunan diğer rahatsızlıkların da birlikte tedavisini gerektirebilir. Fakat çoğunlukla tek başına tedavisi yeterli olur.

Sağlıklı Omurga ve Kasları İçin Yapılması Gerekenler

ResimBel ağrılarımızın nedeni bir çok sebebten olabilir. Fakat sağlıklı bir omurga ve kasları ile ağrılardan korunmak mümkün. Burda sadece ağrı çekenler vurgulanmamaktadır, sağlıklı kişilerde omurga sağlığına dikkat edip kendilerini korumak zorundadırlar.

Şimdi Sağlıklı Omurga ve Kasları İçin Yapılması Gerekenler;
1- Herhangi bir ağırlık taşımanız gerekirse, yükü vücudunuza asimetrik olarak paylaştırdıktan sonra taşıyın. Cisimleri bir yerden başka bir yere taşırken, belinizin dik pozisyonda olmasına dikkat edin.

2- Ağır bir yükü kaldırmayı denemeyin. Kaldırmak zorundaysanız başkalarından yardım isteyin.

3- Hafif bile olsa bir yerden cismi alırken dizlerinizi kırın ve çömelerek alın, belden eğilmeyin. Yükü belinizle değil, bacaklarınızla kaldırın.

4- Bir eşyayı taşırken gövdenize yakın tutun. Taşınacak eşya vücudunuza ne kadar yakın olursa, omurganıza binen yük o kadar azalacaktır.

5- İki kişiyseniz ve bir eşyayı iki ucundan tutarak taşımanız gerekiyorsa, birbirinize haber vermeksizin eşyanın ucunu sakın bırakmayın.

6- Ağır bir yükü belinizden daha yükseğe kaldırmayın. Hele bu yükü başınızdan yukarı kaldırmayı denemeniz tam bir felaket olabilir.

7- Ayaktayken belinizi sağa veya sola doğru rotasyon yaptırıp eğilerek yerden bir şey almayın.

8- Yük elinizdeyken dönmeniz gerekiyorsa, belinizle değil ayaklarınızın yerini değiştirerek dönün.

9- Ağır bir cismi bir yerden bir yere çekerek ve ya iterek tek başınıza götürmeyin.

10- Sandalye ve ya koltukta otururken dik pozisyonda olmaya gayret edin ve bunu alışkanlık haline getirin. Bu esnada diz eklemlerinizin kalça eklemlerinden daha yüksekte bulunmasında, ayak tabanlarının yere temas ederken düz konumda olmasında ve yere rahatça basmasında yarar var.

11- Yumuşak, alçak ve derin koltuklarda oturmayın. Stabil olmayan bozuk koltukların ve yumuşak iskemlelerin belinizi tehdit ettiğini unutmayın.

12- Sandalyede otururken ayaklarınızın altına bir basamak çekerseniz daha rahat ederseniz.

13- Abdest alırken, dişlerinizi fırçalarken ya da elinizi, yüzünüzü yıkarken lavaboya doğru eğilmeyin.

14- Her gün en az 15 dakika yürüyün. Yürüme mesafesini giderek arttırın.

15- Bir defa bel rahatsızlığı geçirmiş ve iyileşmişseniz, fizyoterapistinizin önerdiği egzersizleri aksatmadan yapın, çünkü düzenli egzersiz yapanlarda ağrının tekrarlaması daha seyrek görülür.

16- Sağlıklı olsanız bile her gün kaslarınızı güçlendirici egzersizler yapın.

17- Egzersizleri altında sunta ve ya tahta bulunan halı ya da battaniye gibi sert bir zemin üzerinde yapın.

18- Spor veya egzersiz yaparken ani ve zorlayıcı hareketlerden kaçının. Spora başlamadan önce mutlaka ısınma hareketleri yapın.

19- Egzersiz sonrasında şiddetli ve 15 dakikadan fazla süren bir rahatsızlık ortaya çıkarsa mutlaka bir uzman doktora danışın.

20- Günlük yaşamınızda ani hareketlerden sakının.

21- Her gün beyaz peynir ya da bir kase yoğur yemeyi veya bir bardak az yağlı süt içmeyi alışkanlık haline getirin. Güneş ışınlarından yararlanın.

22- Vücut ağırlığınızı sürekli kontrol altında tutun. Alınan her fazla kilonun vücudunuz ve beliniz için ilave bir yük olduğunu unutmayın.

23- Uzman bir hekime danışmadan bel korsesi kullanmayın. Çelik balenli korselerin uzun vadede bel ve karın adalelerini zayıf bırakacağını unutmayın.

24- Kesin teşhis konulup bel ağrınızın nedeni anlaşılmadan, belinizi asla çektirmeyin. Bunun bazen felce kadar giden sonuçlara yol açtığını unutmayın.

25- Üzüntü ve stresin bel sağlığınızı da olumsuz yönde etkilediğini bilerek, ruh sağlığınıza özen gösterin. Ailevi, sosyal veya iş hayatınızla ilgili problemlerinizi çözmek için gerekirse ilgili doktor ve şahıslardan yardım isteyerek köklü bir çözüme gidin.

26- Yüksek topuklu veya topuksuz ayakkabı giymeyin. Ayakkabılarınızın topuklarının yüksekliği normal, ökçeleri yumuşak olsun.

27- Sandalye ya da koltukta otururken, bir cismi hafif dahi olsa öne doğru eğilerek yerden almayın.

28- Daha önce bel rahatsızlığı geçirdiyseniz, güreş, boks, judo, futbol, basketbol gibi mücadele gerektiren ve halter, jimnastik, golf, tenis gibi zorlayıcı sporlardan uzak durun. Bunların yerine yürüme yada yüzme gibi sporları tercih edin.

29- Raflardan kitap veya herhangi bir eşyayı alırken önce ayağınızın altına yükseltici bir şey koyun ve eşyanın hizasına yükseldikten sonra onu alın.

30- Otomobil kullanırken koltuğunuz sert olsun, arkaya dayandığınızda koltuk belinizi desteklesin. Uzun yola çıkarken belinizi ince bir yastıkla destekleyin.

31- Otomobile bindiğinizde, koltuğunuzu pedallara yakın olacak şekilde ayarlayın. Dizlerinizin, kalçanızın biraz yukarıda durmasını sağlayın. Aksi halde beliniz rahat etmez.

32- Uzun süre araç kullanmayın, kullanmak durumunda kalırsanız sık sık mola vermeyi ve bu esnada biraz yürümeyi tercih edin.

33- Yatağınız sert olsun. es ederken düz konuYattığınız zaman vücudunuz yatağa gömülmesin. Vücudu değişik şekillere sokan, stabil olmayan, yumuşak veya çöküntülü yataklar sağlıklı değildir. Altında sunta ile tahta olan yatakları ve üzerine yatıldığında omurganın fizyolojik kıvrımlarına uyum gösterebilen kaliteli ortopedik yatakları tercih edin.

34- Bilgisayar karşısında saatlerce hareketsiz veya uygun olmayan pozisyonlarda kalmak beli rahatsız eder. Bilgisayarda çalışırken başınız dik, beliniz ve kalçanızın arka kısmı destekli, köprücük kemikleriniz yere paralel durumda olmalı. Gözleriniz, ekranın üst hizasına yakın konumda ve ekranı tam karşıdan görebilecek pozisyonda bulunmalı. Kollarınız rahat, ön kol ve bilekleriniz aynı çizgi üzerinde yere paralel olmalı. Ayaklarınızı da bir destek üzerine koymanız daha iyi olur.

35- Daha önce bel rahatsızlığı izleri altında sunta ve ya tahta bulunan halı ya da battaniye gibi geçirdiyseniz, zıplama hareketi yapmayın ve yüksek bir yerden asla atlamayın.

36- Yürürken veya ayakta dururken vücudunuzun dik bir pozisyonda olmasına özen gösterin. Ağırlığınızı her iki bacağınıza eşit olarak paylaştırın. Ayakta dururken omuz ve kalçanızın aynı hizada olmasına dikkat edin. Doğru duruşta çene içeri çekilmiş, baş dik, sırt ve bel düzdür. Bu duruşta kulaktan yere indirilen dik çizgi, omuz ve kalçanın ortasından, ayak bileğinin önünden geçer. Ayakta dururken sırt kambur, bel çukur, karın öne sarkık, göğüs yassılaşmış ve çene öne çıkmış olursa bu duruş yanlıştır. Böyle bir pozisyon bele rahatsızlık verir ve iç organlar basınç altında kalır.

37- Tarlada, inşaatta, işyerinde, evde çalışırken veya kar kürerken beliniz aniden ağrımaya başladıysa, geri kalan işi bitirmek üzere gayret sarf etmeyip hemen istirahata çekilin. Sert bir zeminde sırt üstü uzanıp, dizlerimizi hafifçe bükerek bacaklarınızı yukarıya doğru toplamış vaziyette 15-30 dakikalık istirahat oldukça rahatlatıcı olur. Eğer bu süre sonunda durumunuzda iyiye gidiş yoksa, mutlaka doktorunuza başvurun. Hastalığınız esnasında istirahat süresinin uzun mu yoksa kısa mı olacağını önceden kestirebilmek çok zordur. Manyetik rezonans görüntüleme metodu uzman doktora bu konuda fikir verir.

38- Bel rahatsızlığı geçirdiyseniz, uçak yolculuğu sırasında ayağınızı rahatça uzatabileceğiniz bir yeri tercih edin. Uzun süreli yolculuklarda koltuğunuzu hafifçe arkaya yatırın ve belinizi ince bir yastıkla destekleyin. Yolculuk esnasında sürekli oturmayın, ara sıra ayağa kalkarak biraz yürüyün. Yolculuk bitiminde valizlerinizi tekerlekli arabaya koyarak taşıyın.

39- İş yerinde devamlı oturarak çalışıyorsanız, bu durumun beliniz için sakıncalı olduğunu bilin ve mutlaka ara sıra kısa da olsa yürüyüşler yapın. Çünkü oturur pozisyondayken belinize binen yük, ayakta olduğunuzdan belirgin şekilde daha fazladır. Yapılan araştırmalarda, günlük mesaisinin büyük bir kısmını oturarak geçirenlerde bel fıtığına yakalanma riskinin, ayaktakilere oranla daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Oturarak çalışırken belinizi ince bir yastıkla desteklemenizde yarar vardır.

40- Tek bir çeşit bel fıtığı olmadığı gibi, tek bir çeşit bel fıtığı tedavisi de yoktur.. Bazı bel fıtığı tedavisi için yalnızca ilaç ve istirahat yeterli olur. Bazıları ise fiziki tedavi ve bazı geleneksel tedavi türleriyle iyileşir. Bazı bel fıtıkları da mutlaka cerrahi girişim gerektirir. Bu nedenle, elindeki tek bir tedavi çeşidiyle tüm bel fıtığı hastalarını iyileştirdiğini söyleyen şahıslara inanmayın, sağlığınızı alanında uzman doktor ve fizyoterapistlere emanet edin.

Neden Kinesiotaping Bantlama

Kinesiotape eklem hareketini ve kan dolaşımını etkilemeksizin kas ve eklemlerin desteklenmesini ve stabilitesini sağlar. Ayrıca koruyucu bakım, ödem ve ağrı kontrolünde kullanılır.
Kinesiotape tekniği vücudun kendi doğal iyileşme sürecine dayanır. Nörolojik ve dolaşım sistemini aktive etme yoluyla etkisini gösterir. Teknik basit olarak ‘’kinesiology’’ teriminden orjin almaktadır.Kinesiotape’ nin ilk uygulanması kan dolaşımı içindir. İlk 5 yılda kinesiotape yöntemini ortopedistler, Akupunkturistler ve diğer medikal person kullanmıştır. önceleri Japon olimpik voleybol oyuncularında, daha sonraları ise farklı branşlarda kullanılmıştır. Şimdi ise kinesiotape yöntemi dünyanın bir çok bölgesinde kullanılmaktadır


Sporcularda kullanılan bandajlama yöntemi ile karşılaştırıldığında; eklemi desteklemek ve stabilite etmek için uygulanan bandaj o bölgedeki sıvı dolaşımını etiklerken kinesiotape yönteminde bu yan etki görülmez. Geleneksel bantlamanın (bandajlama) mantığı etikelenmiş kas ve eklemin hareketini kısıtlamaktırki buda istemeyen etkiler ortaya çıkarabilir. Bu yüzden bandaj sportif aktiviteden önce uygulanır, aktivite sonrası çıkarılır. Oysa kinesiotape yönteminde eklem hareket açıklığına izin verilerek dokunun kendisini yenilemesine izin verilir. Kasa normal eklem hareket açıklığını sağlamak için bantların % 130-140 elastisitede olması sağlanır. 

Kinesiotape methodunda bandlar 24 saat boyunca kasları desteklemek, aşırı kullanımdan kaynaklanan kas yorgunluğunu azaltmak ve ağrı, ödem ve inflamasyonu azaltmak için kasların üzerine uygulanır. Kısıtlayıcı olmayan bantlama yöntemi eklem hareket açıklığına izin verir.Kinesiotape yöntemi baş ağrılarından ayak problemlerine kadar bir çok sağlık probleminde kullanılabilir. Örneğin, çocuklarda kasın fasilite edilmesi veya inhibe edilmesi için; Karpal Tünel Sendromu, bel problemleri, tenisçi dirseği, ayak bileği yaralanmaları…
Kuzey Amerikada kullanılan 3 ana bantlama yöntemi
Beyaz Atletik Bantlama (White Athletic Taping)
Oldukça sık kullanılan bir bantlama yöntemidir. Sportif aktiviteden önce uygulanıp aktiviteden sonra çıkarılan sert bir uygulama tipidir. Eklem, cilt basısı; yüksek latex miktarı ve nemden dolayı ciltte irritasyona neden olur.
McConnell Bantlama Tekniği
McConnell tekniğinde oldukça sert, yapışkan yün ağ ile birlikte uygulanır. Sıklıkla Patellofemoral Sendrom, omuz çıkığı, el ayak ve kalça travmalarında kullanılır. 18 saatten fazla kullanılmaz. Dokuyu kısıtladığı ve bunaltıcı etkisinden dolayı kısa süre kullanılır. Nöromuskuler sistemin tekrar eğitimi için kullanılır.
Kinesiotape Yöntemi
Bu bantlama yöntemi hastayı desteklemenin yanında etkilenen bölgenin rehabilitasyonu içinde kullanılır. Kullanılan bantların yükse kalitesiyle birlikte normal eklem hareketine izin vererek hastanin vücut mekaniğini etkilemez. Kullanılan bandın hipoalerjik özelliğinden dolayı çocuklar ve erişkinlerde kullanılabilri. 3-5 gün boyunca kullanılabilir. Bandın nemi tutmama özelliğinden dolayı duş alınabilir. Lenfatik sistemle birlikte çalıştığı için kan ve lenf domaşımını artırarak ağrıyı azaltır.