Hemipleji - Felç Fizik tedavisi - Konya

Konya' da hemipleji yani yarı felç durumu olan diğer adları, Serebro Vaskuler olay=SVO, inme (stroke) olarak da adlandırılan olayda tedavi süreci oldukça önemlidir. İyi bir fizik tedavi gereksinimi vardır. Kısıtlı ve tam yapılmayan fizik tedavi ile tam iyileşme mümkün değildir. Hasta bilinci ve eğitimi oldukça önemli olup iyi bir fizyoterapist eşliğinde hemipleji olayında kayıpların çoğu geri getirilmektedir.
Tedavi süreci sabır isteyen bir olaydır. Evde ve hastahane de fizik tedavi devamlı sürmesi gerekmektedir. Hemipleji; bedenin bir yarısında nöromüsküler fonksiyon bozukluğu ile seyreden klinik bir tablodur.

Etyoloji:

SVO, travma, kafa içi yer kaplayan oluşumlar, toksik nedenler, enfeksiyöz nedenler.
Risk faktörleri: Sigara, alkol, ilaç alışkanlığı, yaş, pozitif aile öyküsü, geçirilmiş SVO, DM, HT, hiperlipidemi, orak hücreli anemi ve kalp hastalıkları.

Klinik bulgular: Motor, bilişsel, psişik, duysal, kranial sinir, persepsiyon.

Motor bulgular: hemipleji, akut dönemde flask (2-4 hafta), spastisite gelişebilir. Sinerji; geriye dönen kas tonusu ekstremitelerde belirli bir paterne uyan gross fonksiyonu açığa çıkarır ve ekstremitelerde ya tüm fleksör veya ekstansör hareket paternleri izlenir. İzole eklem hareketleri olabilir. Hemiplejide; üst ekstremitede fleksör, alt ekstremitede ekstansör sinerji hakimdir. Üst ekstremitede omuz fleksiyon, addüksiyon ve iç rotasyonda, dirsek, el bileği ve parmaklar fleksiyondadır. Alt ekstremitede kalça ekstansiyon ve eksternal rotasyonda, diz ekstansiyonda, ayak plantar fleksiyondadır.

Mental fonksiyon: bellek, çağrışım, hesaplama, karar verme, uyum sağlama (oryantasyon), konuşma ve dil problemleri, emosyon ve düşünce içeriği.

Kranial sinirler: Görme alanı defekti, göz hareketleri, vestibüler fonksiyon, yutma ve çiğneme fonksiyonları dikkate alınmalıdır.

Rehabilitasyonun amaçları: Gelişebilecek komplikasyonların önlenmesi, kaybolmuş motor işlevi yeniden kazandırmak, konuşma ve iletişim problemlerinin tedavisi, günlük yaşam aktivitelerinde bağımsızlığın sağlanması, sosyal katılımın sağlanması, mesleki rehabilitasyonun sağlanması.


Rehabilitasyonu olumlu etkileyen özellikler: Genç olma, önceden SVO geçirmemiş olma, idrar-gaita inkontinansının olmayışı, görsel defektin olmayışı, erken başvuru, iyi ailesel destek.


Rehabilitasyonun evreleri:

1-Akut dönem: %90 iyileşme ilk 3 ay içerisinde görülür, ilk 24-48 saat içerisinde tedavi başlanmalı. Bası yarasının önlenmesi gerekir; 2 saatte bir pozisyon değişikliği, çarşaf bakımı ve havalı yatak bu bakımdan önemlidir. Uygun pozisyonlama, kol yastıkları, kum torbaları ve ayak tahtaları kullanılabilir. Solunum ve yutma kontrol altında olmalıdır. Hastanın genel durumu ve kooperasyonuna göre pasif veya aktif-asistif egzersizler hemen başlanmalıdır. Sağlam tarafa kas kuvvetini artırmak için resistif egzersizler başlanılabilir. Sağlam tarafını kullanarak bağımsız olarak oturur duruma gelmesi öğretilir.

2-Kronik dönem: normal eklem hareketlerine ilaveten kas reedükasyonu, germe ve denge egzersizleri ve transfer eğitimi, ayağa kaldırma, yürüme, merdiven inip çıkma uygulanabilir.


Komplikasyonlar: Bası yaraları, omuz ağrısı, derin ven trombozu, pulmoner emboli, kontraktür, heterotopik ossifikasyon, mesane ve barsak disfonksiyonu, depresyon.

Omuz ağrısı: % 66-92 ile en sık komplikasyondur. Başlıca nedeni subluksasyon ve omuz-el sendromudur (RSD). İnferior subluksasyon hakimdir.

Derin ven trombozu: günlük takip yapılmalı, profilaksi verilebilir. Doppler USG ile takip edilmeli. Pulmoner emboli gelişebilir.


Kontraktür: Doğru pozisyon verilmeli, egzersiz verilebilir, spastisite kontrolü sağlanmalı, heterotopik ossifikasyon gelişebilir.


FIZYOTERAPI VE REHABILITASYON
Verilecek egzersizler kişiye göre değişir. Bu yüzden Fizyoterapist gözleminde olması mecburidir.
SVO sonrasi geri dönüs, etiyoloji, siddet ve lokalizasyonla yakindan iliskilidir. Hastanin yasi, motivasyonu, aile ve sosyoekonomik düzey, spesifik nörolojik bozukluklar, sonucu etkileyen faktörlerdendir.

Rehabilitasyonun amaci, hastayi maksimum fonksiyonla günlük yasantisina geri döndürmek ve yasam kalitesini korumaktir. Rehabilitasyon, doktor fizyoterapist , is-ugrasi terapisti, konusma terapisti, hemsire, nöropsikolojist,…gibi hemipleji konusunda deneyimli bir saglik personeli tarafindan gerçeklestirilmelidir.

1.AKUT BAKIM: Akut SVO sonrasi, özellikle yataga bagimli hastalarda, olusabilecek yatak komplikasyonlarinin önlenmesi amaciyla;
  • Pozisyonlama,
  • Ödemin Kontrolü,
  • Aile Egitimi ve bilgilendirilmesi,
  • Hemiplejik tarafin ihmalini önleme,
  • Ortezleme,
  • Gögüs fizyoterapisi (gerekirse) uygulanir.
Hasta, klinik açisindan stabilse, egzersiz programi, 48 saat içinde baslatilabilmektedir. Bu anlamda hastaya, yatak içerisinde oldugu süreçte NEH, mobilizasyon aktiviteleri, pozisyonlama gibi konvansiyonel teknikler uygulanir.
Örnegin yatak içi pozisyonlamada:
Üst ekstremitede sirt üstü ve ayakta iken, flask ise , kol add ve internal rotasyondadir. Bu sebepten ters pozisyon verilir ve el elevasyonda tutulur. Alt ekstremitede, fleksör sinerji dominantsa, kalça dis rotasyon, abd ve fleksiyondadir, diz fleksiyona gitme egilimindedir. Bunlarin tersi pozisyon verilir. Ayak düsüktür altina ayak tahtasi konulmazsa kontraktür olur, konulursa da spastisitenin artma tehlikesi vardir. Onun için ayak nötr pozisyonlanmalidir.:)
Yatak içi pozisyonda hasta tarafa yatirmak tercih edilir çünkü:
  • Tonusu normallestirir.
  • Spastisiteyi inhibe eder.
  • Duyu inputu artar. Hasta hemiplejik tarafin farkina varir.
  • Zayif tarafa agirlik vermek hastanin korkusunu azaltir.
Hasta, daha fizik tedavi ünitesine inmemisse, üst ekstremitede glenohumeral eklemde agrisiz hareket genisligini artirmak için PNF ‘in fleksiyon-abd-eksternal rotasyon paternlerinde hasta çalistirilir. Yalniz omuz subluksasyonu olmamasina dikkat etmek gerekir.

2. DEGERLENDIRME:

Hasta, FTR klinigine indiginde, degerlendirme ilk yapacagimiz islem olmalidir. Yalniz, degerlendirme hemipleji hastalarinda farklidir. Hastanin fonksiyonlari bütün olarak degerlendirilir. Ince kas testi yapilmaz. Çünkü 1.motor nöron bozukluklarinda, pozisyona ve yer çekimine göre kas gücünde farkliliklar olur; hasta yatarken ve ayakta iken farkli kas gücü ortaya çikar, bu nedenle ince kas testi saglikli sonuç vermez. Degerlendirme sonucuna göre tedavi programi çizilecegi için hemiplejide, daha önceden var olan hastalik ve problemler kaydedilmeli ve hemiplejinin etiolojisi iyi bilinmelidir. Fizyoterapist, hastayi ilk gördügü andan itibaren gözlemlemeli, her pozisyonda postürünü incelemelidir. Babinski , derin tendon refleksleri ve klonus gibi var olabilecek refleksler kaydedilmelidir.
Genel anlamda degerlendirilmesi gereken durumlar:
-Konusma-yazma
-Görme bozukluklari
-Isitme Kaybi,
-Motor fonksiyon bozukluklari
o Spastisite
o Rigidite
o Ataksi
o Klonus
Duyu Bozukluklari (astereognozis, pozisyon, hareket, vibrasyonun bozulmasi, hemiplejik tarafta yanar tarzda talamik agri
Mesane – barsak Problemleri
Komplikasyonlar
 Kontraktürler
 Omuz-el sendromu (agrili omuz-sis el ile karakterizedir.)
 Glenohumeral eklem subluksasyonu
 Omuzda kapsül veya rotator cuff yirtilmasi,
G.Y.A.ve performans testleri


HEMIPLEJIDE GÖRÜLEBILECEK DIGER BAZI PROBLEMLER
Yapılacak olan egzersizler kişiye göre değişir. Bu yüzden Fizyoterapist gözleminde olması mecburidir. Aksi takdirde tedavi yanlış sonuçlar doğurabilir.
1. Heterotopik Kalsifikasyon (ekstraartiküler kalsifikasyon): Normal olmayan anatomik lokasyonlarda olusan kalsifikasyon bölgeleridir. Neglect ve tekrarlanan travmalarbu durumun olusmasina neden olabilir. Kalçada, omuzda ve dirsekte olusur. Egzersizlerin önemi büyüktür; ancak akut fazda hiç hareket yaptirilmaz.
2. Vasküler Problemler: Tromboflebit; femoral arter ve daha sik olarak peroneal arter tikanabilir. Agri, iskemik nöropati belirtisi, düsük ayak, hiperaktif reflekslerin kaybi görülür.
3. Epileptik Krizler
4. Travmalar: Femur, intertrokanterik ve humerus kirigi sik görülür.
5. El Ödemi: Trofik degisikliklere yol açar, deri parlak hale gelir, el sertlesir, eklem sertlesir, NEH kaybolur. Elevasyon, aktif – pasif egzersiz, havali splintler , kalbe dogru masaj , proksimale dogru uygulanan bandaj, elastik eldiven, buzlu suya daldirma banyosu, basinç altinda faradizm uygulanabilir.

KONUSMA: Konusma bozukluklari oldugunda anahtar soru disartri, yani ifade etmenin motor mekanizmalarinda bozukluk olup olmadigidir.. Serebellar hastaliklar konusmanin ahenginde bozukluk yapar. Disartride; konusma islerini saglayan kaslar arasindaki uyumun bozulmasi vardir. Serebellar disartri kesik kesik vurgularin yanlis yapildigi zaman zaman, patlayici sekilde telaffuz edildigi bir disartridir ve sarhos konusmasina benzetilir. Disfazi; konusmanin normal serebral gidisinin bozulmasidir. Anlama ve anlatma bozulmustur.
Broca Afazisi (Ekspressif Afazi): Akici olmayan afazi de denir. Agir sekillerinde hasta hiç konusamaz. Daha hafif sekillerinde birkaç kelime veya cümleyi, eksik olan kisa cümle parçaciklarini söyleyebilir. Buna telgraf seklinde konusma denir. Bir kisminda dua ve sarki gibi konusmanin otomatik yönü ile ilgili beceriler bir ölçüde korunmustur. Hasta, düsündügünü söyleyememekten ötürü sikinti içindedir. Konusmaya çalisirken yaptigi yanlislarin farkindadir. Lezyon motor kortekse yakin oldugundan çogu kez broca afazisi sag hemiparazi ile birliktedir.
Wernike Afazisi (Reseptif, Sensoryal Afazi): Lezyon Wernike alani civarindadir. Hasta söyleneni anlayamaz. Bazi kisa emirleri anlayip yerine getirse bile, daha karmasik birkaç kademeli emirleri anlamaz. Hasta kendisinden bir sey istendiginde ilk söyleneni yapar. Bu ilk emre takilma haline perseverasyon denir.
Wernike Afazisi; Broca Afazisinin tersine akici bir afazidir. Hasta bol ve akici bir sekilde konusur. Fakat, baskalarinin söyledigini anlayamadigi gibi kendi söyledigini de anlayamaz. Bir kelimenin yerine yanlis bir kelime kullanir veya o dilde olmayan anlamsiz kelimeler icat eder. (Neolojizm) Bu konusma sekli sizofrenlerin konusmasini hatirlattigindan kisi akil hastasi sanilir. Hasta yazili bir metni okuyup anlayamaz. Yazi yazabilir, fakat yazisi da konusmasi gibi bozuktur. Söyleneni tekrarlama ve objeleri adlandirma da bozuk olabilir. Hastalar konusurken yaptiklari yanlislarin farkina varmazlar.

APRAKSI: Motor davranisi planlama bozuklugudur. Genelde vücut imaji bozuklugu ile birlikte görülür. 3’e ayrilir:

  • Ideamotor Apraksia: Emirleri uygulayamaz. Ancak kendisi otomatik olarak yapar.( Susayinca içer ama bardagi al deyince alamaz.)
  • Ideasyonal Apraksia: Rutin aktiviteleri hem otomatik olarak hem de emir alarak yapamaz.
  • Konstrüksüyonal Apraksia: 2-3 boyutlu çizimleri yapamaz, kopyalayamaz, çizemez, hareketleri planlayamaz , emirleri uygulayamaz; ancak fizyoterapisti taklit ederek yapabilir.

SPATIAL ILISKI BOZULMASI: Iki nokta arasindaki iliski bozulur. Hasta bir obje ile digerini ayrica bir obje ile kendini ayirt edemez. 3 boyutlu çizim zordur. Objelerin mesafelerini ayarlayamaz. Belli bir yolu bulamaz. Boslukla ilgili bilgileri bozulur.

SEKIL YER ALGILAMA PROBLEMLERI: Hasta sekli fondan ayirt etmekte zorlanir. Bu sebepten çekmeceden buzdolabindan bir sey almasi zordur, çünkü etrafindakilerden ayiramayabilir.

AGNOSIA: Hasta esyalari taniyamaz. Bu yalnizca taktil açidan degildir. Görme normaldir; fakat görme yolu ile taniyamaz.

KOGNITIF DISFONKSIYON: SVO sonrasi hafiza azalir, karar verme bozulur, siralama yetenegi bozulur, hareketi baslatmayi bilemez, iç güdüsel davranis belirginlesir.

KISILIK VE DUYU DEGISIKLIKLERI: Depresyon, inkar, regresyon , tekrarlama, emosyonel labilite (inis-çikis), motivasyon azalmasi, ruhsal rigitide, stres ve bunalim…..gibi hastada duygu degisiklikleri olur.

Sol hemisferi dominant olanlar sag elini kullanir. Sol hemisfer lezyonunda “sag hemipleji” karsimiza çikarken, bunun tersinde “sol hemipleji” olur.

SOL HEMIPLEJI ‘de;
Vücut imaji bozulur.
Visüel algilama bozulur.
Hemiplejik tarafi unutma vardir.
Giyinme apraksisi görülür.
Iyi konusma yetenegi vardir; ancak algilama fonksiyonunun azalmasi bunu maskeler.

SAG HEMIPLEJI’de;
  • Afazi görülür.
  • Visüel algilama saglamdir.
  • Spatial duyu saglamdir.
  • Göstererek ve isaretle egzersiz yapmak daha faydalidir.
  • Kendi kendine bakimda daha erken bagimsizlik kazanir.

OMUZ ASKISI: Flask üst ekstremiteye veririz. Ancak spastik üst ekstremitede fleksör spastisiteyi artirir. Ihtiyaca göre karar verilir.

*SPASTISITE: Hafif spastisite, özellikle alt ekstremitelerde, hastanin ayakta durmasini ve yürümesini kolaylastirirken; siddetli olursa rehabilitasyon programini engeller. Kateter, siki elbise,ayakkabi, stres kizginlik gibi birçok faktör spastisiteyi tetikler. Bu yüzden gevseme egzersiz ve teknikleri, 20-40dk.lik uzun süreli buz uygulamalari,1,9 watt/cm² lik yüksek doz ultrason uygulamasi, FES (fonksiyonel elektrik stimülasyonu), germe egzersizleri günde birkaç kere zorlamadan, agritmadan tekrar tekrar yapilabilir. PNF’in inhibisyon tekniklerinden kas-gevse spastik kaslara uygulanabilir.

TENS’in hemiplejideki spastisite üzerine etkisi ile ilgili bir çalisma yapilmis ve sural sinir üzerine uygulanan Tensin, ( impuls frekansi 100 hz -20 dk. olan) serebral orijinli spastisitedeki anormal germe refleks aktivitesi üzerine stimülasyon sonrasi , 45 dk. kadar, inhibituar etkisinin oldugu gösterilmistir. Ayak bilegi ortezleri, spastik ekinus deformitesini kontrol etmek için kullanilabilir. Botoks, nöromuskuler bileskede asetilkolin salinimini inhibe ederek kimyasal denervasyon yaratir. Dezavantaji etkisinin geri dönüsümlü olmasi ve direnç gelismesidir.

RESIPROKAL INERVASYON: Paternin en kuvvetli komponenti kendi antagonistini inhibe edebilir. Fleksör kas dirençli çalistirilirsa, ekstansör kas gevser. Yani ekstansör kasta spastisite varsa, fleksör kasa direnç vermek, spastik ekstansörün gevsemesini ve rahat bir fleksiyon yapilabilmesini fasilite edecektir.

OTOJENIK INHIBISYON: Bir kas, dirençli çalistirilirsa, kendisini inhibe edebilir. Ekstansör kasta spastisite varsa, ayni ekstansör kasi dirençli çalistirmak, kendi kendisini inhibe ederek spastisitesini azaltacaktir. Böylece rahat bir fleksiyon saglanabilecektir. (PNF’in Tut-gevse)

BIRLESIK REAKSIYONLAR: Bazi hareketler baska hareketlerin açiga çikmasini fasilite edebilir. Örnegin elde çok güçlü yumruk sikma hareketi yapinca, vücut ve yüzde hareket açiga çikabilir.

  • Imitasyon Sinkinezisi(aynavari akis); Üst ekstremitede açiga çikar. Örnegin; saglam kola dirençli önkol fleksiyonu yaptirilinca hasta kolda da önkol fleksiyonu açiga çikabilir.
  • Raimiste Fenomeni: Alt ekstremitede açiga çikar. Kalça abd ve add için geçerlidir. Saglam bacaga dirençli abd yaptirilinca hasta bacakta abd açiga çikmasidir.
  • Resiprokal Inhibisyon: Alt ekstremitede açiga çikar. Saglam bacaga dirençli fleksiyon yaptirilinca, hasta bacakta ekstansör sinerji açiga çikar.
  • Homolateral Ekstremite Sinkinezisi: Hasta taraf üst ekstremite ile hasta taraf alt ekstremite arasinda açiga çikar. Hasta kola dirençli fleksiyon yaptirilinca hasta bacakta fleksiyon açiga çikar. Ayni sekilde hasta kola dirençli abd, add veya ekstansiyon yaptirilinca hasta bacakta da ayni hareketlerin açiga çikmasidir.
  • Fleksör Çekme Refleksi: Hasta ayak tabani çizilince kalça ve dizde fleksiyon açiga çikar.
  • Bechterew Manevrasi: Hasta ayak bas parmagi fleksiyona getirilince kalça ve diz de fleksiyona getirilir.

POSTÜR REFLEKSLERI:

  • Denge Reaksiyonu: Kisiyi saga ittiginizde sol kol sol bacagin abdye gelmesi.
  • Koruma Reaksiyonu: Kisi saga ani olarak itildiginde sag kol ve bacagin abdye gelmesive yeri karsilamasi.
  • Düzeltme Reaksiyonu: Kisi saga itildiginde, sol lateral gövde kaslari aktive olarak, vücudun eski pozisyonuna gelmesine çalisilir.

EGZERSIZ PROGRAMI
Bu egzersizler kişiye göre değişir. Bu yüzden Fizyoterapist gözleminde olması mecburidir.
Hemiplejik hastalarin rehabilitasyonu için kullanilacak teknikler çesitlidir. Brunnstrom, Bobath, Todd-davies… teknikleri bunlarin bazilaridir. En sik kullanilan teknik Brunnstrom teknigidir. Fizyoterapist, bu tekniklerin her birinden alintilar yaparak, o hasta için en faydali tedavi programini kendisi bulmalidir. Ancak hangi teknik kullanilirsa kullanilsin, hastanin egzersiz programinda dikkat edilmesi gereken nokta, özetle pozisyon degistirme, gelinen her pozisyonda durma, o pozisyonu koruma ve o pozisyonda egzersiz uygulama konularinin programa alinmasidir.

Hasta Tarafa Dönme:
Sirt üstü yatarken hasta tarafa dönmek, saglam tarafa dönmekten daha kolaydir; çünkü bu dönüs için hasta tarafi daha az kullanir. Kisi saglam tarafini kaldirarak döner.

Saglam Tarafa Dönme:
Sirt üstü yatarken saglam tarafa dönmek daha zordur. Çünkü hasta tarafi kullanmak zorundadir. Kisi saglam bacagini hasta bacaginin altina koyar. Hasta kolunu saglamin yardimiyla gögsünün üzerine alir. Sonra saglam taraftan yatak kenarini tutarak vücudunu döndürür.

Oturmaya Geçme:
Saglam tarafa döner gibi hasta kol ve bacagini yerlestirdikten sonra hasta bacagini saglam bacagi ile yatak kenarindan sarkacak sekilde tasiyarak ayni anda kendisini döndürerek oturur ve dirsegini düzeltir.


PASIF EGZERSIZLER:
Eklem hareket açikligini korumak için hastaya pasif egzersizler de yaptirilmalidir. Brunnstrom sinerji paternleri veya PNF tekniklerinin agonist antagonist paternleri kullanilarak da uygulanabilir.
Bu egzersizler sirasinda;
  • Pasif olarak omuz 90 derece abduksiyonu geçmemelidir, aksi halde omuz subluksasyonu olusabilir.
  • Omuz fleksiyonu ile birlikte internal rotasyonu kontraendikedir, omuz subluksasyonu olusabilir.
  • Resiprokal makara egzersizleri kontraendikedir. Saglam kolun hasta kolu makara yardimi ile çekmesi kola pasif egzersiz olacagindan omuza travma olusturacaktir.

YATARKEN YAPILACAK EGZERSIZLER:
Bu egzersizler yatakta veya minderde uygulanabilir. Bu egzersizler kişiye göre değişir. Bu yüzden Fizyoterapist gözleminde olması mecburidir.
Sirt üstü yatarken:
  • Omuz fleksiyonda ve dis rotasyonda iken skapula protraksiyonu,
  • Kalça ekstansiyonda iken veya fleksiyondan ekstansiyona giderken ayak bilegi plantar ve dorsi fleksiyonu,
  • Hasta kalça fleksiyonda iken, saglam bacagin asagi dogru kaydirilmasi ile gövdenin saglam tarafinin uzatilmasi,
Sirt üstü her iki kalça fleksiyonda yatarken:
  • Ayak tabanlari yerde iken kalçalara internal – eksternal rotasyon yaptirmak, böylece ayak tabani yerde iken kalça kontrolünü saglamak,
  • Kalçalari köprü yapar gibi yukari kaldirmak böylece diz fleksiyonda kalça ekstansiyonunu saglamak,
  • Kalçalari dis rotasyona getirerek dizleri açarak yataga degdirmeye çalismak,
Sirt üstü dizler yatak kenarindan sarkarken:
  • Kalça dis rotasyona ve abd.ye gitmeden, diz bükük olarak kalça fleksiyonu
  • Diz ekstansiyona giderken ayak dorsi fleksiyonu (izole diz ekstansiyonu)
Yan yatarken:
  • Hasta tarafa yan yatmak spastisiteyi azaltir.
  • Hasta tarafa yatarken saglam taraf gövdeyi uzatmak
  • Ritmik aktif psif gövde rotasyonlari
  • Yüzüstüne önkollar üzerine dönme,


KEDI POZISYONUNDA YAPILACAK EGZERSIZLER:
Denge egzersizleri: önden, arkadan, yandan (dinamik,statik)
Hasta kola agirlik verme
Hasta kalçaya agirlik verme

GÖVDE VE DENGE:
  • Hasta hemiplejik tarafa itilir ve hemiplejik kolda koruyucu ekstansör cevabi çikmasi için dirsek ekstansiyonu uyarilir.
  • Hasta saglam tarafa itilir ve hemiplejik kolda denge reaksiyonu çalisilir.
  • Denge çalisilir.
  • Vücudun kendini geri toplamasi uyarilir ve yardim edilir.
  • Öne egilme - geri gelme: gövde kontrolü ve kuvvetlendirme
  • Oblik egilme - geri gelme: gövde kontrolü ve kuvvetlendirme
  • Yatak kösesine ata biner gibi otururken öne egilip geri gelme

ÜST EKSTREMITE:
  • Omuz elevasyonu - depresyonu,
  • Scapula abd – add.,
  • Iki kolu öne uzatmak
  • Omuz abd. önce oblik yapilir
  • Omuz abd. eksternal rotasyonla birlikte
  • Omuz add. Internal rotasyonla birlikte
  • Hasta eli yataga koyarak bütün kola agirlik verme
  • Sandalyede otururken masa üzerinde önkollar üzerine agirlik verme

ALT EKSTREMITE:
  • Kalçalara agirlik verme
  • Hasta kalçayi havaya kaldirma,
  • Kalçalari öne arkaya kaydirma
  • Diz fleksiyondayken kalçayi havaya kaldirma
  • Kalça ve diz fleksiyondayken ayagi dorsi fleksiyona getirme
  • Bacak bacak üstüne atma
  • Kalça ve dizler fleksiyondayken:
1. Sadece dizden internal rotasyon eksternal rotasyon,
2. Ayaklar inversiyon eversiyon
3. Bilateral simetrik
4. Resiprokal

AYAKTA YÜRÜME VE DENGE EGZERSIZLERI:
  1. Önce paralel bar içinde barlardan tutunarak,
  2. Sonra paralel bar içinde tutunmadan her an tutunmaya hazir olarak,
  3. Sonra paralel bar disinda masa kenarina tutunarak,
  4. En sonra paralel bar disinda tutunmadan her an tutunmaya hazir olarak,
  5. Denge egzersizleri (izotonik,izometrik,denge tahtasi üzerinde)
  6. Hasta tarafa agirlik verme,
  7. Öne adim alarak hasta tarafa agirlik verme,
  8. Agirlik hasta bacakta iken saglam bacaga çesitli hareketler yaptirma,
  9. Kalça diz fleksiyonu,ayak bilegi dorsi fleksiyonu
  10. Diz fleksiyon ekstansiyonu,
  11. Kalça ekstansiyonda iken diz fleksiyonu
  12. Izole ayak bilegi dorsi fleksiyonu
  13. Diz akstansiyonda iken kalça abd.si
  14. Agirlik hasta tarafta iken çömelir gibi=kalça diz fleksiyonu
  15. Hasta taraf bacak geride diz fleksiyon ekstansiyonu
  16. Yan yürüme
  17. Hasta ayagi bir üstteki basamaga koyup agirlik verme
  18. Uzun stance fazini kisaltarak yürüme
  19. Her iki bacak stance fazini esitlemek için sayarak yürüme,

YÜRÜME BOZUKLUKLARI:

Hemiplejik hastalarin tipik yürüyüs bzukluklari vardir.

1.Sinerjistik Inversiyon: Hastanin öne adim almasi sirasinda kalça ve diz fleksiyona gelirken, ayak bileginde inversiyon açiga çikar, topuk yere degince düzelir. Bu yürüme bozuklugu fleksör sinerjinin baskin oldugu hastalarda görünür.

2.Oraklama Yürüyüsü: Hastanin öne adim almasi sirasinda kalça ve diz fleksiyona gelemez.Hasta kalçasini eleve ederek oraklar seklinde yürür. Bu yürüme bozuklugu ekstansör sinerjinin baskin oldugu hastalarda görülür.

Bir çok etkenin aynı anda tedavisi ancak iyi bir fizik tedavi ve özenli bir program ile mümkün olabilir. Daha fazla bilgi ve sorularınız için bizimle iletişime geçebilirsiniz.  
http://www.konfizik.com/2015/03/konya-evde-fizik-tedavi-ve.html
 

Boyun Fıtığı Fizik Tedavi - Konya

Boyun fıtığı veya diğer nedenlerden oluşabilecek ağrıları fizik tedavi yöntemleri ile sonlandırmak mümkün. Neredeyse ameliyat seviyesine gelmiş bir hastanın bile özel fizik tedavi yöntemleri ile sağlığına kavuşması mümkün. İyi bir tanı konulmuş hastanın mr veya tomografi görüntüleme yöntemlerinin raporlarına göre yapılan tedavi ile boyun ağrıları %90 lara varan iyileşme süreci yaşadığı görülmüştür.

Boyunda kireçlenmeler, boyun fıtığı, romatizmal hastalıklar, kas zorlanmaları gibi durumlarda boyundaki kas spazmını çözmek, ağrıları azaltmak, boyun bölgesinin, hareket açıklığını arttırmak için kullanılan çeşitli fizik tedavi rehabilitasyon ve egzersiz yöntemleri bulunmaktadır. Muayeneden sonra hastalığın teşhisi konan ve fizik tedavi seanslarına alınması kararlaştırılan hastalar ortalama 2 veya 3 haftalık programa alınırlar. Bu seanslar süresince her gün tedaviye gelen hastaların ağrılı bölgelerine ağrı kesici elektrikli akımlar, vakumlu tedaviler, derin dokulara etki eden ultrason gibi tedaviler, sıcak uygulamalar, traksiyonlar, egzersizler uygulanır. Bu uygulamalar 1 saat kadar sürer, hastaya evde kendisinin de yapmasını uygun gördüğümüz egzersizler de tarif edilir. Seans süresince ve seansların sonunda hasta tekrar tekrar değerlendirilir.

Boyun ve Boyun fıtığı:

Kafa tabanından itibaren 7 adet omur kemiğinden oluşur. Her omur cisminin ortasında, beynin devamı olan omurilik bulunur. Vücudun çeşitli yerlerinden beyine dönen duyular veya beyinden vücuda dağılan emirler omurilik içinde seyreder. Boyun bölgesinde her omur cismi hizasından çıkan sinirlerde kola ve sırta yayılarak, bu bölgelerin duyu ve hareketini sağlar.

Omurgalar arası yastıkçık dediğimiz disk dokusunun dış kısmı (anulus fibrosus) ve iç kısmı (nucleus pulposus ) bulunur. Jelatin kıvamındaki iç kısmın, daha kuvvetli bir bağ dokusundan oluşan dış kısmı yırtarak omurilik ve sinirlere bası yapması sonucu boyun fıtığı ortaya çıkar. Burada dikkat edilmesi gereken ve bel fıtığından başlıca fark, sadece sinirlere değil omuriliğin kendisinede baskı olması sonucu vücudun tamamında kısmi veya tam kuvvetsizlik oluşmasıdır. Omurilik ilk bel omuru hizasında sonlandığından ve alt bel omurları içinde sadece ayağa giden sinirler bulunur.

Başın hareketi ile ağrının artması ve ağrının lokalizasyonunun boyunda veya omurga çevresinde olması bize boyun bölgesi ile ilgili patolojileri düşündürür. Boyun fıtığı, bu bölgenin en sık rastlanan patolojilerinden biridir.

Boyun fıtığı olan hastanın şikâyetleri şiddetli ağrı, kola yayılan ağrı, baş ağrısı, boyunda tutukluk, his kusuru, dengesizlik, beceri azalması, uyuşma, karıncalanma, kulak çınlaması, baş dönmesi veya kuvvetsizlik olabilir.

En sık rastlanan belirti AĞRI’ dır. Sıkışan sinirin uyardığı alanda hissedilir. Boyun hareketleri özellikle başın arkaya doğru hareketi ağrıyı arttırabilir. Ağrıkesicilere cevap verebilir veya dirençli olabilir. Ani başlayan boyun fıtıklarında ağrı da şiddetlidir. Bunun dışındakilerde sinsi başlar ve zaman içinde artış gösterir.

Boyun fıtığı ile karışabilen diğer durumlar arasında Multipl skleroz (MS), Omurga darlığı, tümörler, B12 vitamin azlığı, Spinal enfeksiyonlar, Kalp ile ilgili sebebler sayılabilir.

Boyun fıtığı için riskli meslek grupları ve arttıran nedenlere bakacak olursak;

-Trafik kazaları, travmalar, ani frenler, manevralar ve çarpmalar
-Günlük hayatın gerilimleri,
-Boyunun yanlış hareketleri ve yanlış pozisyonları,
-Duygusal gerginlikler, boyun kaslarında zayıflık,
-Yaşlanmaya bağlı kemik yapısındaki dejeneratif değişiklikler, kireçlenmeler
-Sık görülen bazı iltihaplı romatizmal hastalıklar (Ankilozan Spondilit, Romatoid artrit)
-Fibromiyalji
-Yanlış duruş ve pozisyon bozukluğu, stres, soğuğa maruz kalmak, yorgunluk
-Uzun süreli bilgisayar - daktilo kullananlar, Ev işleri, Sekreterlik, Öğretmenlik, şoförlük gibi boynu çok etkileyen bir meslek sayılabilir.

Tüm bunların sonucunda omur, disk, eklem ve bağ dokusunda yıpranmaya sebep olur.

Hastanın şikâyetlerinin dinlenmesi ve dikkatli bir nörolojik muayene tanıda en önemli unsurdur. Boyun fıtığı tanısı için Direkt Boyun röntgeni, Manyetik Rezonans(MR) ve Bilgisayrlı Tomografi(BT) yanında gerekirse EMG-Sinir testi yapılır. MR halk arasında EMAR olarak bilinir ve Boyun fıtığı için çok hassas ve bugün için seçkin yöntemdir. %85-90 oranında boyun fıtığı için doğru sonuç verir. Çoğu zaman boyun fıtığı tanısı için tek başına yeterlidir. Yumuşak dokuları ve siniri gösterir.

Bu gün dünyada bel ve boyun fıtığı tedavisinde birden fazla tedavi yöntemi mevcuttur. Buda hastalar ve hatta hekimler arasında bile zaman zaman problemlere yol açmaktadır.

Boyun fıtıklarının % 90-95’i cerrahi tedavi gerektirmeden iyileşir.

Tedavi seçeneklerine göz atmak gerekirse;

  • -Manuplatif (elle) Fizik tedavi, Manuel terapi yöntemleri,
  • -Ortopedik yatak istirahati + ilaç tedavisi (ağrı kesici, kas gevşetici, inflamasyon giderici )
  • -İlaç tedavisinin yanı sıra öncelikle istirahat, daha sonra fizik tedavi, Traksiyon yöntemleri, yetmediği durumda ise son zamanlarda gelişen tekniklerle bölgeye iğne (epidural steroid enjeksiyonu) veya kateter (epidural lizis) adı verilen ince sondalarla girilerek ilaç verilmesi yöntemleri uygulanabilir.

Çok az bir kısım hastada cerrahi tedavi gerekir. Boyun Fıtıklarında Ameliyat gerektiren durumlar;

Ameliyat gerektiren durumlar arasında boyun ve kollarda şiddetli ağrı ön planda olmakla beraber, ağrı ortadan kalkması omuriliğin tehdidinin ortadan kalkması anlamına gelmez. Bu yüzden kollarda uyuşma, kuvvetsizlik ve hareket kısıtlılığı yanında tüm vücudun dengesizliği, yan yan yürüme, sendeleme ve asker yürüyüşü diye tabir edilen rap rap yürüme boyun fıtığının oldukça ilerlemiş olduğunu gösterir.

Tedaviye rağmen şikayeti geçmeyen hastalar ve tedavi sırasında nörolojik durumunda kötüleşme görülenler cerrahi tedaviye adaydır. Cerrahi tedavide siniri rahatlatmak esastır. Günümüzde standart yöntem anterior (önden yaklaşımla) mikrodiskektomidir. Ameliyat genel anestezi altında yapılmaktadır. Hasta ameliyattan sonra 1 gün içinde taburcu edilmektedir. Mikroskop altında fıtıklaşmış disk materyalinin 20 kata kadar büyütülerek omurilik ve sinirlerin rahatlatıldığı bu ameliyat bugün hemen hemen bütün hastanelerde başarıyla uygulanmaktadır.

Boyun fıtıklı hastalarda ameliyat sonrası gelişebilecek omur kemiklerinin arası daralma veya açılanmanın önüne geçmek için protez veya kafeslerle füzyon yapılır.

İyi seçilmiş olgularda özellikle dirençli ağrıları olan hastalarda mikrocerrahi teknik ile mikrodiskektomi çok başarılıdır. Başarı oranı %97–98 oranındadır.


Boyun fıtığından korunmak için; Duruş ve pozisyon düzeltmek, boynu büken, eğen, kaldıran sistemlerden ziyade boynun dik, düzgün kullanma, sistemli şekilde masayı, çalışma koşullarını düzenlemek, Bilgisayar kullanımında, masanın, bilgisayar ekranının, klavyenin ve çalışma, duruş şeklinin mutlaka düzeltilmesi gerekmektedir. Ağrı kesiciyle boyun ağrısını tedavi etmek, hiçbir mekanik ağrıyı tedavi etmek mümkün değildir.Güçlendirme egzersizleri ve Aerobik ile boyun ağrısının tedavisinde ve korunmada çok önemlidir. Boyun eğriliğinin düzeltilmesinde yardımcı olur.

Tanısı iyi konulmuş ve iyi bir değerlendirme yapılmış hastanın fizik tedavi yöntemleri ile tedavisi mümkündür.

Daha detaylı bilgiler için:
Boyun Fıtığı ve Tedavisi
Bizimle iletişme geçerek bilgi alabilirsiniz. 

Anatomik yapıları;

İntervertebral Diskin Yapısı
Disk annulus fibrozus adı verilen dış çember ve nukleus pulpozus denilen yumuşak jel kıvamlı merkezi kısımdan oluşur.
Disklerin omurgada en kalın olduğu bölge lumbal bölgedir, burada her biri yaklaşık 10 mm derinliğindedir.
Disklerin kama şekilli olmaları omurganın fizyolojik eğriliklerini ortaya çıkarmaktadır.
Resim
Annulus Fibrozus
Nucleusu bir zarf gibi sarar ve yerinde tutar. Diskin bir miktar dışarı doğru hareketliliğine (fıtıklaşmasına) izin verecek derecede elastiktir. Bu durum kuvvetlerin bir omurdan diğerine dağıtılmasına yardımcı olur.
Birbirini çaprazlayan kollejen lifler veya tabakalardan meydana gelir. Diskin değişik yönlerden gelen aşırı döndürücü kuvvetlere direnebilmesini sağlar.Dış kısmı sinir sonlanmalarını içerir. Lumbal bölgede anterior ve posterior kısımda aynı değildir. Önde omurların kenar kısımlarına uzanan 20 kadar kalın lamel, posteriorda ise sayıca daha az, ince ve tam kaynaşmamış lameller.

Nükleus Pulpozus
Su içeriği çok fazladır. Şişkin bir yapısı vardır, disk kesiye uğradığında sonuç nükleusun hemen fıtıklaşmasıdır. Diskin içindeki bu basınç omurları birbirinden uzaklaştırır tarzda hareket yapar. Çevre bağları gerilim stresi altında tutar.Stabilite kuvvetlenir.

Disk Patolojisi
Resim
Disk bulging(bombeleşme): Disk materyalinin normal sınırlarının ilerisinde bombeleşmesidir. Anulus fibrozus normaldir. Spinal stenoz oluşmadıkça veya nöral dokular etkilenmedikçe semptom vermez.
Disk protrüzyonu: Zayıflamış ve yırtılmış anulus fibrozusun içinde disk materyalinin arkaya doğru yer değiştirmesidir. PLL sağlamdır
Ekstrüde disk: Anulus fibrozusun tamamen yırtılması sonucu disk materyalinin yer değiştirmesidir. PLL yırtılmıştır
Sekestre disk: Yer değiştiren disk materyali serbest fragman şeklinde diskten tamamen ayrılmıştır.

Omurga,omur denilen birbirine bağlı kemikler serisinden oluşur. Omurlar birbirine,bir disk ve ‘’faset’’ eklemleri denilen iki küçük eklemle bağlıdır. Bir omuru diğerine bağlayan sağlam bağlantılı dokulardan oluşan disk, vertebraların arasındaki bir yastık ya da amortisör gibi görev yapar. Disk ve faset eklemleri,hareketlerinize,eğilmenize,boynunuzu ve sırtınızı döndürebilmenize olanak sağlar.

Disk,’’anulus fıbrosus’’ adı verilen sert dış tabakada zedelenme ve ‘’nükleus pulposus’’ adı verilen jel kıvamında merkez yapıdan oluşur.Yaşlanmayla beraber diskin merkez yapısı su içeriğini kaybetmeye başlayabilir ve diskin fonksiyonlarında bozulmaya yol açabilir.Disk merkez tabakasında bozulmalar olabileceği gibi, dış tabakada da zedelenme ve yırtılmalar meydana gelebilir. Bu durumda, diskin merkez yapısı dış tabakadaki yırtıktan, sinirler ve omuriliğin geçtiği kanala doğru taşmasına neden olabilir.

Bu duruma disk hernisi (fıtık) adı verilir. Bu olay boyunda meydana geldiği zaman servikal disk hernisi (boyun fıtığı) adı verilir. Servikal disk hernisi sinirlere baskı yapabilir ve kollara doğru yansıyan ağrıya, sızlamaya, his kaybına veya kuvvet kaybına yol açabilir. Nadiren servikal disk hernisi omurilik üzerinde baskıya neden olabilir ve bu durumda bacaklarda problemlere neden olabilir.

En Sık Görüldüğü Seviyeler
C5, C6
C6, C7

İntervertebral disk prolapsı tekrarlayıcı yüklenmeler, biyokimyasal ve dejeneratif değişikliklerin kombine bir sonucudur.
Tekrarlayıcı fleksiyon ekstansiyon hareketleri annulusta çatlaklara yol açar. Bu çatlak normal olarak sınırlandırılan ve korunan nükleusa bir kaçış yolu oluşturur. Küçük annuler yırtıklar, üzerinden aylar geçtikçe büyür ve prolapsuslar gelişebilir. Diskin ani prolapsusu da mümkündür.

Nükleusun Anormal Hareketliliği
Nükleus son plaktan vertebra cismine doğru yukarı hareket edebilir. Schmorl’s nodülü olarak da bilinir. Genç yetişkinlerde tekrarlama eğilimi gösterir. Sıklıkla geç dejeneratif değişiklikler oluşana kadar semptom vermez. Nükleus merkezi arkaya doğru hareket edebilir. Annulusun posterolateral kısmının fazla basınca açık olması nedeniyle nucleus posterolaterale doğru hareket edebilir.

Diskteki Basınçlarİntervertebral diskler gün boyu kompresyon stresleri altında su içeriğini dışarıya atma ve yüklenme ortadan kalktığında tekrar suyu nükleusa geri alma eğilimi gösterirler. 

Manuel Terapi ile Ağrılardan Kurtulun


Manuel Terapi eklemlerdeki hareket kısıtlılığını düzeltmek, ağrı ve fonksiyonel bozuklukları gidermek amacıyla yüzyıldan fazla bir süredir uygulanan, manipülasyon mobilizasyon ve poztizometrik relaksasyon gibi kas tekniklerini içerir.

Manuel tedavi sıklıkla omurga rahatsızlıklarında kullanılmakla beraber, diğer eklemlerde başarılı bir şekilde kullanılmaktadır.

Omurgada özellikle lomber ve servikal disk hernileri, mekanik bel ağrıları, faset sendromlarında uygulanır.

Omurga ve ekstremite eklemlerindeki ağrı ve fonksiyon bozukluklarının tedavisinde yüzyıldan fazla bir süredir uygulanan manuel terapi, manipülasyon mobilizasyon ve poztizometrik relaksasyon gibi kas teknikleri içerir.

Manuel Terapinin amacı,eklemlerdeki blokaj olarak adlandırılan kısıtlanmış hareketi anatomik sınırlar dahilinde ve ağrısız olarak fonksiyonu sağlamak ve beden mekaniğini korumaktır. Manuel Terapinin etkin ve güvenli uygulanması için lokomotor sistemin anatomik, biyomekanik ve nörofizyolojik olarak detaylı değerlendirilmesi gerekir. Manipülasyon teknikleri endikasyonları ve kontraendikasyonları seçebilen özel eğitimli Ortopedik manuel terapi uzmanları yada Osteopat'lar tarafından uygulanmalıdır.


Manuel terapinin avantajları nedir?

  • -Klasik fizik tedavi uygulamaları değildir.Fizik tedavi merkezlerindeki hot pack ultrason tens gibi elektroterapi ve tıbbi makineler yoktur.
  • -Özel değerlendirme ve muayeneler içermektedir.Hasta,baştan aşağıya özel testlerle vücuttaki bozukluklar ve hizalama problemlerini ortaya çıkarır.Hasta vücudu konusunda eğitilir. Holistik ve öğretici yaklaşım vardır.
  • -Kişiye özel çalışılır.Klasik merkezlerde her hastalığa aynı verilen standart metotlar yoktur.Haftalarca süren seanslar yoktur.
  • -Omurgayı hizalandırmayı amaçlar ve tamamen elle dengelemeler yapılır..
  • -Diğer yöntemlere göre daha kısa sürede iyileşme imkanı sağlar.
  • -Tek seansta bile ağrının büyük kısmı giderilebilir.
  • -Başarı oranı oldukça yüksektir.
  • -Klasik fizik tedavi merkezlerinde her hastalığa aynı şekilde verilen fotokopi egzersizler yoktur.Tamamen bireye yönelik düzeltici egzersizler verilir
  • -Problemli bölgeye direk uygulamalar yapıldığı için hızlı ve etkili bir çözüm sağlar.
  • -Uygulamalarda tamamen kanıta dayalı klinik bilgiler kullanılır.
  • -Herhangi bir ilaç kullanımı gerektirmez,tamamen doğaldır.
  • -Hiçbir yan etkisi yoktur.Emniyetli uygulamalardır.


Hangi rahatsızlıklarda etkilidir?

  • -Bel rahatsızlıkları;belfıtığı,faset eklem blokajları,kanal daralması, bel kayması
  • -Boyun rahatsızlıkları; boyunfıtığı, boyundüzleşmesi, faset eklem problemleri, boyunla ilişkin baş ağrısı…
  • -Omuz problemleri ; Kas yırtılması , Donuk omuz , İmpingement (sıkışma) sendromu ,…
  • -Dirsek problemleri;Ekstansörtendinit(Tenisçi dirseği), Fleksörtendinit(golfçü dirseği),ulnar sinir tuzak nöropatisi…
  • -El bileği problemleri; Karpal tünel sendromu, Dequervaintenosinoviti, dupuytrenkontraktürü…
  • -Kalça problemleri;Kalçaçıkığı, Priformissendromu, Koksartroz, Kalça protezi sonrası…
  • -Diz rahatsızlıkları;Menisküsyırtıkları, ön-yan-arka çapraz bağ yırtıkları, diz protezi sonrası rehabilitasyon, kondormalazipatella, genuvarum-valgum-rekurvatum problemleri…
  • -Ayak bileği rahatsızlıkları; topukdikeni, halluksvalgus, tarsal tünel sendromu, morton sendromu-nöroması…
  • -Kırık sonrası rehabilitasyon: Özel limitasyon açma teknikleriGelişmiş ülkelerde sıklıkla ortopedik rehabilitasyon,sporcu rehabilitasyonu alanlarında kullanılan manuel terapi nörolojik rehabilitasyonda da fonksiyonların geliştirilmesinde etkilidir.

SEREBRAL PALSİNİN NEDENLERİ

Serebral palsiye yol açan nedenler; %50-60 prenatal, %30-40 perinatal, %10-15 postnatal faktörler olarak açıklanmaktadır. Çoğunlukla birden fazla etken bir arada bulunabilir. Yapılan çalışmalarda prematüre doğum, doğum travması ve düşük doğum ağırlığının en önemli nedenlerden olduğu belirtilmektedir. Olası nedenler;
Prenatal nedenler
* Herediter(kalıtsal) nedenler
* Enfeksiyonlar
* Metabolik hastalıklar
* Olumsuz sosyal ve çevresel faktörler
Perinatal nedenler
* Prematüre doğum
* Düşük doğum ağırlığı
* Anoksi(oksijen yetersizliği)
* Asfiksi(havasızlık, oksijen azlığı- yokluğu)
* Zor doğum
Postnatal nedenler
* Enfeksiyonlar
* Vasküler problemler
* Anoksi
* Hemoraj
* Toksik nedenler
* Travmalar
* Neoplazm(Vücuttaki her hangi bir dokunun anormal büyümesi, tümör)
(Serebral Palside Fizyoterapi, 2009) Fzt Hatice EKİNALAN

SEREBRAL PALSİ NEDİR?

Serebral palsi(sp), prenatal, perinatal veya postnatal dönemde immatür(olgunlaşmamış) beynin değişik nedenlerle etkilenmesi sonucu ortaya çıkan kalıcı, ilerleyici olmayan bir bozukluk olarak tanımlanmaktadır. 

Kas tonusu, postür bozuklukları ve hareketlerde yetersizlik ile karakterize olan klinik tabloya duyu, kognitif, iletişim, algı, davranış bozuklukları ve nöbetler de eşlik etmektedir. Serebral palsili çocukların merkezi sinir sisteminde (MSS) meydana gelen hasar sinir-kas, kas-iskelet ve duyu sistemlerinde bozukluklara yol açar. Bu bozukluklar çocuğun duruş ve hareketlerinde yetersizliklere neden olur.

Çeşitli kas iskelet sistemi deformiteleri(biçim bozukluğu) gibi ikincil bozukluklar ve zaman içinde farklı kompanzasyon mekanizmalarının etkisi ile üçüncül bozuklukların tabloya eklenmesi sonucu çocukların gelişim ve fonksiyonel bağımsızlık seviyeleri olumsuz etkilenir.

Hasarın kendisi ilerleyici olmamasına rağmen; yetersizlikler ve özürün sonuçları ilerleyebilir. Sonucunda; Sp gelişimsel bir bozukluk olarak karşımıza çıkar. Sp’li çocuk MSS ‘deki bir lezyon ile gelişmek zorunda olduğu için belirtiler yaşantısı ile birlikte değişiklik gösterir ve ortaya çıkan sorunlar yaşam boyu devam edebilir.
(Serebral Plaside Fizyoterapi,2009)

SEREBRAL PALSİDE FİZYOTERAPİ

Serebral palside fizyoterapi sadece motor problemlerin değil, çocuğun tüm ihtiyaçlarının ele alındığı ve iyi bir aile çocuk ilişkisinin ön planda olduğu uygulamalar bütünüdür. Uygulamalar sırasında çocuğun var olan problemleri motor, kognitif, duyusal, emosyonel ve sosyal yönden düşünülerek bir bütün olarak ele alınmalıdır.
Tüm günün planlanması, aileyi programa katma, günlük yaşama uyum sağlayabilme, çocuğun yapmak istediklerine ve yapabildiği aktivitelerin daha doğru ve kaliteli yapabilmesine yardım etmek ve yaşam kalitesini artırmak önemlidir. Tedavi sırasında ana hedeflerin belirlenmesi, çocuğun kişilik özelliklerinin tedavide ön planda tutulması, hareketleri yaparken bir oyun içerisinde fonksiyonel becerilerini kullanılmasını sağlamak diğer önemli noktalardır.
Pozisyonlama bobath yaklaşımının önemli prensiplerinden biridir. Uygun el teması ve yardımcı materyallerle desteklenmiş pozisyonlamalar, normal hareket ve duyu deneyimini sağlayarak, zorlu hareketleri ve eşlik eden kas tonusu problemlerini azaltabilir ve çocuğun daha fonksiyonel olmasına yardımcı olabilir.
Pozisyonlama için özel el tutuş tekniklerinin yanında, çeşitli ekipmanlardan yararlanır ve gerekirse doğru pozisyonların devamı için ortez kullanımı önerilir.
Fonksiyonel hareketin başarılabilmesi için, öncesinde çocuğun kas tonusu, eklem düzgünlüğü, postür, denge ve duyu sistemi açısından hazırlanması önemlidir.
Hareketi açığa çıkarmak, harekete yön vermek, vücudun pozisyonlarının algılanmasını artırmak, tonusu düzenlemek ve stabilizasyonu sağlamak gibi birçok amaç için stimulasyon kullanılır. Stimulasyon, kas, deri yada ekleme yönelik dokunma, basınç, görsel yada işitsel uyarılar şeklinde olabilir.
Uygulamalar sırasında çocukla ve aile ile olan tüm iletişim yollarını kullanmak önemlidir.
Çevresel düzenleme önemli bir yere sahiptir.
(SEREBRAL PALSİDE FİZYOTERAPİ,2009)  Fzt Hatice Ekinalan

Boyun ve Sırt Bölgesi İçin manipülasyon tedavisi

Çoğunlukla boyun bölgesi için yapılan ve içinde bel ve sırt bölgesi için geçerli manuel terapi-manipülasyonlar içermektedir.

Kesinlikle evde denemeyiniz. Bu tip tedaviler eğitim almış kişiler tarafından yapılır

Kalça ve Bel Manual Terapisi

Kalça ağrıları ve Lumbal bölge için mauel terapi Chiropractic Care
Not: Bu manipülasyon tedavisi uzman doktor veya eğitim almış fizyoterapistler tarafından yapılması gerekmektedir.

Konya Evde Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon

Konya evde fizik tedavi ve rehabilitasyon

Evde fizik tedavinin önemi günümüz şartlarında oldukça önemli. Konya da bu ne kadar az kullanılan bir yöntem olsada büyük şehirlerde profesyonel fizik tedavi teknikleri evde kullanılmaktadır.  
Evde fizik tedavinin en önemli özelliği ise hastahanede ve özel merkezlerde aldığınız haftada 1 yada 2 günlük terapinin yetersizliğini gidermek. Yani daha çok terapi ve özel bir ilgilenme ile asıl fizik tedavinin birebir özel verildiğini anlayacaksınız.

Fizyoterapi, yaralanma, hastalık, travma ya da yaşlılık gibi nedenlerle eksilme gösteren fonksiyonel hareketleri geri kazandırma amaçlı yapılan uzman bir hekimin tanısı sonrası fizyoterapiye özgü değerlendirme yöntemlerini kullanarak yine bir çoğu dünyada fizyoterapistler tarafından geliştirilmiş olan tedavi yaklaşımlarının, Özel Egzersizler, manuel terapi, elektrik akımı, sıcak ya da soğuk uygulaması, ya da çeşitli dalgalarla hastaların tedavisine sağlık ve yaşam kalitesinin artırılmasında önemli görevleri olan bir bilim dalıdır.

Rehabilitasyon nedir?

Engelli kişileri topluma kazandırmak için uygulanan tedavilerin tümüne rehabilitasyon denir. Rehabilitasyon tedavisi ekibinde fizik tedavi uzmanı, fizyoterapist, psikolog ve sosyal hizmet uzmanı gibi kişiler yer alır. 

Fizik Tedavi Ve Rehabilitasyon Metotları

•Fizik tedavi kompleks bir tedavi yöntemidir.
•Kişinin rahatsızlığına uygun tedavi yöntemleri seçilir ve uygulanır.
•Manuel olarak yapılan tedavi ve buna yardımcı Sıcak-Soğuk paket uygulamaları 
•Elektroterapi Ajanları (Compex, ultrason vb)
•Çeşitli Tedavi Yaklaşımları (Kuvvetlendirme, eklem hareket aralığını korumaya ve ağrıyı önlemeye yönelik manipülasyonlar, egzersizler, mobilizasyon teknikleri vb)

Fizik tedavi ile ilgili bilinmesi gerekenler: 
Fizik tedavi seanslar halinde yapılır. Kişinin durumuna göre seans süresi ve sayısı değişkenlik gösterir. Kişinin durumu ve seviyesi tedavi programını belirler.

Fizik tedavi kimlere uygulanır?

•Bel, boyun, sırt ağrılarında 
•Bel ve boyun fıtıklarında
•Omuz, kol, bacak eklemlerinde ağrıları olanlara, 
•Romatizmal hastalıkların aktif döneminde olmayanlara, 
•Ortopedik ameliyatlar sonrasında kaslarında güçsüzlük, eklemlerinde ağrı ve hareket kısıtlılığı gelişenlere, 
•Kırık, çıkık, incinme nedeniyle alçı sonrasında eklemlerinde sertleşmeler olanlara, 
•Beyin, sinir hasarı sonucunda kol ve bacaklarda felç gelişenlere, 
•Hareket sistemi dışında lenf dolaşımının bozulması sonucu kol ve bacaklarında şişme olanlara,
•İnme (felç) Hastlarına,
•Vertigo ve denge problemleri yaşayanlara,
•Doğuştan gelen fiziksel engellerin iyileştirilmesi ve kişinin topluma geri kazınımında,
•Kronik Baş ağrıları ve yaygın olarak görülen ağrılı kişilere uygulanır.


Son yıllarda önemi daha fazla farkedilen tıp dallarından biri fizik tedavi ve rehabilitasyon normal yaşama dönmeyi hızlandırıyor. Branşımızın adı üstünde fizik tedavi ve rehabilitasyonda iki ayrı bölümden oluşuyor. Dolayısıyla birinci bölümde bir takım fiziksel ajanlar ki, bunların sayısı çok fazla. Bunlar ısı yayabiliyorlar, elektrik akımları verebiliyorlar. Mekanik etkileri var, bu kullandığımız ajanların. Bunların iyileştirici etkilerinden yararlanıyoruz. İkinci kısım rehabilitasyonda da başta egzersiz olmak üzere pek çok özel yöntemlerle daha çok vücudu çalıştırmak veya vücudun belirli bölümlerini çalıştırmak ve fonksiyonel hale getirmek için yapılan çabalardan bahsediyoruz. Dolayısıyla hem elle yapılan tedaviler hem de cihazla yapılan tedaviler bu kapsamda." Uzun ve sabır isteyen bir tedavi yöntemi olmakla birlikte, yan etkisini olmaması ve uzun vadede çok yüz güldürücü sonuçları olması nedeniyle çağımızın tedavi anlayışına en uygun yöntemdir.

Ceberal Palsy (CP) Rehabilitasyonu

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uygulamaları, fiziksel yetersizliğin çocuğun gelişimindeki olumsuz etkilerini en aza indirgeyip çocuk ve ailenin yaşam kalitesini yükselterek çocuğun mevcut özürüne rağmen bağımsız ve sosyal bir birey olarak topluma kazandırılmasını sağlar.

CP'li çocukların rehabilitasyon programı hastanın yaşı ve fonksiyonel durumuna göre belirlenmelidir. Fizyoterapi programının başarılı olması için tedavinin mümkün olduğunca erken başlatılması çok önemlidir. CP rehabilitasyonunda amaç: Anormal postür ve paternlerin düzeltilmesi, oluşabilecek deformitelerin önlenmesi,mobilizasyon,mevcut becerilerin geliştirilmesi, yeni becerilerin öğretilmesi, üst ekstremitelerin fonksiyonel kullanımını sağlamak, yürüme eğitimi vermek, anlaşılabilir konuşmayı öğretebilmektir.

Multiple Skleroz (Ms) Rehabilitasyonu

MS HASTALIĞINDAKİ ETKİSİ
MS hastalığının nedeni bilinmiyor ama süregen bir hastalık. İlaç tedavisiyle birlikte yürütülmesi gerekiyor fizik tedavi ve rehabilitasyonun. Çünkü MS hastalığında bilemediğimiz nedenlerle merkezi sinir sisteminde oluşan plaklar, sinir sisteminin bazı fonksiyonlarını etkileyebiliyor. Ve bu fonksiyonlar çok riskli olabiliyor. Yani hasta gövdesi veya kolundaki, bacağındaki kaslarda güçsüzlük hissedebiliyor. Duyu problemleri olabiliyor. Uyuşukluklar... Buna bağlı yine merkezi sinir sistemindeki bozukluğa bağlı spasite dediğimiz sertlikler meydana gelebiliyor. Yine idrar tutamama veya idrar yapamama gibi mesaneyle ilgili sorunlar olabiliyor. Tüm bu problemlerin en aza indirgenmesi, belki tamamen giderilmesi değil ama kasların eski fonksiyonlarına getirilmesi, mümkün olan en üst düzeyde güçlendirilmesi. Hastanın yürüme veya elini kullanma sorunu varsa, bu organlarını en üst düzeyde kullanabilmeleri için, her hastadan hastaya değişen aralıklarla, her hastanın seyri, ilaçlara cevabı farklı.. MS hastaları rehabilitasyondan çok büyük oranda yarar görüyorlar gerçekten."

BOYUN VE BEL FITIĞI

Artık toplumların yüzde 80'inde hayatlarının belirli bir döneminde bir veya birkaç kez bu tip ağrıları çektiklerini düşünürsek, oldukça sık bir rahatsızlılık.. Artık gelişen toplumlarda belki yaşam şartlarının değişmesi ve insanların yeterince spor yapamaması veya vücutlarının yeterince güçlü olmamasından, kasların yeterince güçlü olmamasından kaynaklanan sorunlardan dolayı bu fıtıkları gerçekten sık görüyoruz. Özellikle genç, çalışan dinamik yaş gruplarında büyük oranda iş, güç kayıplarına da neden olabiliyor. Bu nedenle de mutlaka tedavisi gerekiyor."

Genellikle boyun ve bel fıtıklarında tedavi yöntemlerinin yüzde 85'ini ameliyat dışı tedaviler oluşturuyor. Gerçekten büyük bir bası varsa, endikasyonları varsa, o zaman da hastayı oyalamadan cerrahiye göndermek gerekiyor. Boyun veya bel fıtıklarında cerrahi sınırlar içerisinde değilse hasta, hem bu fıtıkların yolaçtığı sinir basılarının oluşturduğu problemler ortadan kaldırılabiliyor. Ve hasta kendisine söylenen önerileri ve de egzersizleri muntazam yaparsa, orta, uzun vadede de bu şikayetinden tamamen kurtulması söz konusu."

ORTOPEDİK REHABİLİTASYON


Kırık, çıkık, bağ ve ligaman yaralanmaları, menisküs ve bağ yırtıkları gibi ortopedik problemlerin, cerrahi uygulama ya da alçı ya da atel gibi splintleme sonrasında, mutlaka fizik tedavi ve rehabilitasyon programlarının uygulanması gerekmektedir. Amaç, hastaya bir an önce normal aktivite düzeyinin yeniden kazandırılmasıdır Hastalık, kaza, duruş bozukluğu vs. sebeplerle ile normal hareketlerimizin, ağrı ya da çeşitli kısıtlamalar nedeni ile bozulması sonucunda hekime başvururuz. Uygun tanı ve tedavi ile bir an önce şikayetlerimizin gerilemesi ve eski halimize kavuşmak için çaba gösteririz. Kırık, zorlanma vs. şeklinde oluşan patolojik durum, hekim tarafından sebeplerine göre tedavi edilmeye çalışılır.

İyileşmek ise sadece ağrının geçmesi ya da kırığın kaynaması değildir! Elbette şikayete yol açan gerçek sebeplerin ortadan kaldırılması, ağrının giderilmesi ile paralel yürüyecektir. Fakat bu süreçte, çeşitli hareket kısıtlılıkları, hareket ile ağrı ve bunlara bağlı olarak güçsüzlük, çabuk yorulma gibi bazı sorunlar ortaya çıkacaktır. Bu durum günlük hayatımızı tamamı ile eskisi gibi sürdürebilmemizi engeller.

Örneğin omuz ağrısı nedeni ile rahatlıkla saç tarayamayız. Ameliyat sonrası diz, ayak bileği güçsüzlüğü ile merdiven çıkarken zorlanırız. Ya da el bileği tendonlarındaki şikayetimiz nedeni ile klavyede yazı yazmak büyük eziyet halini alır.

"En kısa sürede eski halimize kavuşmak" İşte iyileşmenin tanımı budur.

Doku iyileşmesinin tamamlanması, eski haline en yakın formda iyileşme gerçekleşmesi ve ardından eklem hareketlerimizin eski rahatlığına ve kuvvetine ulaşması için iyi bir rehabilitasyon süreci gereklidir.

Ortopedide çok güzel, çok mucizevi işler başarılıyor. Ama bunu rehabilitasyonla desteklemediğiniz zaman ne yazık ki bu sakatlıklar kalıcı olabiliyor. Dolayısıyla bu tip ortopedik girişimlerin sonunda ameliyatlı ve ameliyatsız büyük oranda fizik tedaviyle hastaların eski fonksiyonlarına geri getirilmesi lazım. Yoksa yapılan ortopedik işlemlerden de yeterince faydalanamıyor."

SPOR YARALANMALARINDA FİZİK TEDAVİ


Sportif rehabilitasyon, özellikle spor yaralanmalarının vazgeçilmez bir parçası. Spor travmatolojisiyle ortopedist arkadaşlarımız ilgileniyor. Bir takım cerrahi müdahaleler yapılıyor. Veya cerrahi olmayan tedaviler yapılıyor. Bu tedavilerden sonra veya bu tedavilerle eş zamanlı olarak sporcuların hem ağrılarının giderilmesi, eklem fonksiyonlarının ya da kas fonksiyonlarının giderilmesi gerekiyor. Artı sporcularda ekstradan bir kas güçlenmesi gerekiyor. Normal insanlarda belki pek fazla gerekmeyen, dolayısıyla bu aşamada rehabilitasyon özellikle sporcular için vazgeçilmez bir unsur.

Kireçlenme ve Fizik Tedavi


Kireçlenme dediğimiz hadise eklem yüzeylerindeki kıkırdağın aşınması. Bu yaşla birlikte artan bir süreç. Şikayete yolaçması da genellikle 40'lı yaşlardan sonra başlıyor. Tabi bu kişiden kişiye değişiyor. Ve her birinde de olması gerekmiyor. Dolayısıyla hastamızda bu tip şikayetler varsa, mutlaka egzersiz, çevre kasların güçlendirilmesi açısından şart. Düzenli bir egzersiz programıyla uzun vadede ekleme binecek olan yükü büyük oranda kaslara aktarmak mümkün. Ama bu egzersizlerin bilinçli ve sürekli yapılması lazım. Bunlar yeterli olmuyorsa ilaç tedavileriyle genellikle eklem kireçlenmelerinde, özellikle erken, orta dönemlerde fizik tedavinin orta ve uzun vadeli önemli derecede rahatlatıcı ve şikayetleri giderici etkisi var."

Yaşlılığa Bağlı Sağlık Sorunları ve Fizik Tedavi

Türkiye'de yeni yeni bu sorun hissedilmeye başlandı. Çünkü biz, kendimizi her zaman genç toplum olarak tanımlıyoruz ama bizde de yaşam süresi uzadıkça yaşlılarla ilgili özel bir sağlık sorunları ve bununla ilgili sosyal sorunlar da gündeme gelmeye başladı. Eklem hastalıkları açısından baktığımız zaman özellikle yaşlı toplumda sık görülen kireçlenme, zaten toplumun yüzde 10'unda gözüküyor. Ki, bu hiç azımsanmayacak bir rakam. Bunun dışında kalp damar hastalıkları, akciğer hastalıkları vs. gibi aklınıza gelebilecek tüm organlarda zaten bir yaşlanma süreci sözkonusu.
Kaslarda ister istemez bir zayıflama, bir gerileme olabiliyor. Dolayısıyla geriatri rehabilitasyon kapsamında insanların günlük yaşamlarını, özellikle yaşlıların günlük yaşam yaşamlarını kendi kendilerine bağımsız yapabilmeleri için gerekli tüm ayarlamalar ve rehabilitasyon yöntemleri deneniyor. Çünkü burada amaç kişinin toplum içerisinde üretici olması, artı çevresine, topluma yük olmadan olabildiğine kendi kendine bağımsız işini görünmesi. Dolayısıyla rehabilitasyonun da amacı, özellikle geriatrik rehabilitasyon da bu bağlamda çok önem kazanıyor."

Evde Kaliteli Fizik Tedavi Nasıl Alınır.

Evde fizik tedavi almak için sizin için uygun olan fizyoterapistle görüşmeniz gerekmektedir. Tabi görüşme yapmadan önce muayene ve tetkik bilgilerinizi yanınıza almayı unutmayınız. Bunları tamamladıktan sonra fizyoterapistiniz ile iyi bir fizyoterapi ve egzersiz plan çizebilirsiniz.
Bir çok hastalık ve hastalık öncesi için korunmada fizik tedavi önemlidir. Bu yüzden fizik tedavi almanızı ve bir fizyoterapistle birlikte çalışarak kaliteli bir yaşama kavuşabileceğinizi unutmayınız.

Daha fazla bilgi ve görüşme için bizi arayınız.

Kalça Ve Bacak Kasları Anatomisi

Kalça kasları anatomisi ve bacak kasları anatomisi. Kalça ve bacak kaslarının genel olarak yerleşimleri ve tutunumları.